fethullah gülen

entry6798 galeri video88
    168.
  1. işte, etki ajanlığı ile ilgili bilinmeyen ya da az bilinen hususlara ait genel çerçevede ele alınmış, teknik ayrıntı boğuntusundan uzak, yalın bilgiler:

    1. "etki ajanları" ya da "yönlendirici ajanlar"ın profili

    öncelikle kullanılan ajanları üç ana grupta toplamak gerekir: "profesyoneller", "satınalınabilir aydınlar" ve de "sempatizanlar" (amatör muhipler). profesyoneller yurtiçinden ya da yurtdışında yaşayanlar arasından seçilir ve bilahare kendi ülkelerinde özel eğitime tabi tutulur. "satınalınabilir aydınlar" özellikle ulus-devlete geçiş aşamasının sancısını çeken toplumlarda, özellikle de üçüncü dünya ülkelerinde en çok rastlanılan metadırlar, borsa değerleri vardır; özellikle medyada, bürokraside ve siyaset sahnesinde boy gösterirler. örneğin, "yönlendirici ajan" statüsünde etkili bir gazeteciye ya da medya patronuna sahipseniz, yüzbinlerce okuyucuyu ve siyasal iktidarı doğrudan etkileyecek bir silâha da kavuşmuş olursunuz. keza, bir tarikat-cemaat şeyhini satın almışsanız, yüzbinlerce müridini de "yularından tutma" ve de gelecekte güdümünüzde bir halk hareketi başlatma gücüne sahip olursunuz. "sempatizanlar" ise hedef ülkelere yoğun biçimde yönlendirilen kültürel emperyalizmin kesintisiz silahı olan kitle iletişim, eğlence ve eğitim araçlarından (sinema, müzik, moda, internet, televizyon vb.) olumsuz biçimde etkilenen tüketicilerdir. parasal ya da siyasal güç için en güçlü bir devletin himayesi altına girmeye can atanların yanısıra, örneğin "green card" için ulusal onurundan ve gururundan gönüllü olarak vazgeçebilenler de bu gruba girerler. işte bu kesimi sürekli zinde tutabilmek için örneğin abd'nin her yıl gerçekleştirdiği tüm dünyada 50.000 şanslıyı (!) belirleyen lotaryaları hatırlamak yeterlidir. etki ajanları, her üç kategoride de özellikle kendi ülkesine ve toplumuna aidiyet duygusu zayıf, parasal ve siyasal güç için her türlü ilişkiye girme eğilimli, ulusal bilinci gelişmemiş, tercihan da etnik-dinsel (laik sistemde kendilerini ezilen kabul edilen sünni şeriatçılarla, sünniler karşısında kendilerini ezilen kabul eden aleviler ya da süryaniler, nasturiler, bahailer, yehova şahitleri, bahailer vd.) özürlü azınlık ırkçıları arasından seçilirler.

    türkiye'deki etki ajanlarının tarihçesi, gerçekte osmanlı imparatorluğu'nun son dönemine kadar gitmektedir. ekonomik, hukuksal ve siyasal kapitilasyonlarla osmanlı devleti'nin elini kolunu bağlayan; etnik ayrılıkçılıkları kışkırtan; insan haklarını tek taraflı bir istismar ve baskı aracı olarak kullanan büyük devletler, az sayıda da olsa kendi etnik ajanlarını yetiştirmeyi, böylece kontrol unsurunu daha köklü biçimde elde tutmayı ihmal etmemişlerdir. örneğin, âli paşa'nın, fuat paşa'nın ya da mahmut nedim paşa'nın hangi hasım devletlerin muhibbi olduklarını gözönüne aldığınızda, etki ajanlığının geçmişi hakkında bir fikir edinebilirsiniz. keza, ı. ve ıı. meşrutiyet'te osmanlı meclisi mebusanı'ndaki ayrılıkçı etki ajanlarının sayısının nitelik ve nicelik yönünden büyüklüğünü gördüğünüzde, hasım ülkelerin katettiği mesafe hakkında bir yargıya varacak olgunluğa sahip olduğunuzu kestirirsiniz. sonra, ı. dünya savaşı döneminde anadolu'da 1000'i aşkın yabancı kolej olduğunu; örneğin merzifon'daki amerikan koleji'nin pontuscu rum çetelerinin, tarsus'daki amerikan koleji'nin de taşnak ve hınçak çetelerinin karargâhı olarak kullanıldığını öğrendiğinizde, sivas kongresi'nde "ille de amerikan mandası isteriz" diye tutturan şekilde ulusçu-özde etki ajanı aydınlarımıza hiç mi hiç şaşırmazsınız. sonra mustafa kemal paşa hatırınıza gelir, gözünüzde, kalbinizde, tüm hücrelerinizde o'nu hisseder, o'nu daha bir başka tanır ve o'nunla onur ve gururla, sımsıcacık bir yurtseverlik duygusuyla, türklük bilincinizle bütünleştiğinizi hissedersiniz.

    türkiye'de en çok etki ajanına sahip olan abd, tüm dünya ülkelerinde ve türkiye'de geleceğin yönetici adayı olarak kendi yandaşlarını yetiştirmede, ilk aşamada pilot vakıf-enstitü-üniversitelerini kullanmaktadır. ama önce, adeta kurumsallaşmış ve gelenekselleşmiş bu seçimi abd dışındaki tüm ülkelerde ilk gerçekleştiren fulbright vakfıdır. ıq'su yüksek, ingilizce düşünüp yorum yapabilecek düzeyde dil bilgisine sahip gençler, tüm hedef ülkelerde aynı yöntemle belirlenip eğitime alınır; ancak kişiliği uygun görülenler profesyonel eğitime tabi tutulur. kısa bir süre öncesine kadar etki ajanlarının seçiminde ve eğitiminde klasik kalıplara sahip olan bu ülke, çıkarları doğrultusunda sözkonusu kalıpların dışına çıkmış görünmektedir. çıkarları açısından iktidar kadrolarının yanısıra muhalefet kadroları ve hatta mafya mensuplarıyla bile ilişkiler kuran; her türlü uyuşturucu, siyasal cinayet, ihtilâl ve de silah pazarlaması gibi kirli işlere bulaşan; yine çıkarları için devletlerarası hukuka aldırış etmeksizin hedef ülkelerin egemenlik haklarını hiçe sayıp tecavüzde bulunan bu ülke, etki ajanlığında artık "saf-bâkir" niteliğe sahip genç adayların yanısıra, "kontrol edilebilir istikrarsızlık stratejisi" gereği, işine yarayabilecek muhalefetteki tüm zararlı unsurlarla da dirsek teması halindedir. örneğin katı mı katı, yobaz mı yobaz talibanlar, vahhabiler, nakşi araplar ve onların kapıları terörün her türlüsüne açık örgütleri. kısaca, şeriatçı, sözde abd karşıtı tüm yapılanmalar. kendisine yönelik tehdidi, kendi kontrolü altında hedef ülkelere yönlendirmek, abd güvenlik stratejisinin temel ilkesidir. türkiye'de ise daha düne kadar abd'yi düşman olarak gösteren malûm siyasal yapılanmanın sözde yenilikçi kanadı, her fırsatta en basit sağlık kontrolü için bile nedense houston'a giden politikacılar, ileri yaşında dil öğrenmek için dersaneye gitmek yerine abd'ni tercih eden, sonra çocuklarına okul aramak için tekrar tekrar giden siyasiler, keza fethullahçılar ve daha niceleri: aynı zamanda, almanya istihbarat servislerine büyük sadakatla hizmet verirken abd'ne de yamanmaya çalışan süleymancılar, mhp'nin üst yönetimine kanca girişimleri, fethullahçılara, dolayısıyla arkasındaki abd.'ne övgüler düzmekte yarış yapan sağcı-solcu devlet yöneticileri, marksist olduklarını önesüren, kapitalizme sözde karşı pkk ve diğer kürtçü terör örgütleri. hepsi abd'de ve abd dışında, yalnızca abd kontrolünde...

    türkiye için seçilmişlere (!) bakıldığında, çobanlıktan gelenlerden, kola içmeye para bulamayanlara kadar uzanan yelpazede, türkiye'nin iç ve dış politikasını abd'nin çıkarlarına endeksleyenlerin yanısıra, eski deyimle tüyü bitmedik yetimin hakkını fütursuzca çalacak kadar tamahkâr, şehit cenazelerini sömürecek ölçüde aşırı muhteris, amacına ulaşma konusunda "dün dündür" diyebilecek kadar fırsatçı, işini (!) bilen memurunu elüstünde tutacak kadar erdem ve ahlâk yoksunu, devletin örtülü-örtüsüz tüm kıt kaynaklarını savuracak kadar hovarda, "prens" ünvanını alacak ölçüde küçük burjuva hırsızı niceleri adeta bir resmi geçit yaparlar, gözlerinizin önünde. bunların hepsini tanırsınız: kimileri türkiye'yi soyup tekrar yetiştikleri yere kaçarlar -ve tabii asla iadeleri sözkonusu olmaz- kimileri de misyonlarını -sanki türkiye'nin değişmez yazgısıymışçasına- büyük bir sadakatla yerine getirmeye devam ederler. diğer taraftan, bugün, abd'de sayıları süratle yarım milyona yaklaşmakta olan küçümsenemeyecek ölçüde bir türk topluluğu oluşmuştur. gerek abd'de yaşayan bu vatandaşlarımızla, öğrenimlerini bu ülkede yapıp da türkiye'de hizmet veren vatandaşlarımızı, bu az sayıdaki "seçilmiş maşa" ile karıştırmamak gerekir. her toplumda olduğu gibi bu gerçekten "düşmüş-düşürülmüş" maşaların bizden de çıkmasını doğal kabul etmek makul olacaktır.
    1 ...