kurtuluş savaşı'nda cepheye mermi, erzak, giyecek ve bilimum ihtiyacı mini etekli, göğüs dekolteli kadınların taşıdığını sanan yazar gafletidir.
şimdi sorsanız bu arkadaşa özgürlükçüdür. özgürlüğün tanımını bilmeye gerek mi var? cumhuriyet değerlerini içselleştirmiştir ya bu arkadaş, bu da onu otomatikman özgürlükçü yapar. türban takan insanlara karşı takındığı bu tavır onu insanların özgürlüğüne tecavüz eden, dar kafalı bir ahmak yapmaz. çünkü o cumhuriyetçiyim demekle otomatik olarak laik, atatürkçü, özgürlükçü, modern olmuş oluyor.
şimdi sorsanız bu arkadaşa başı türbanlı değildir ve bu da ilerici biri olmasını sağlamaya yeter de artar bile. çünkü ona göre ilericilik, gericilik şeklen mevcuttur. düşünsel yapının önemi yoktur. kendisinin düşüncelerinin üstünü tamamen örten koca türbanın farkındadır ama önemli değildir bu. yazar arkadaşımıza göre tehlikeli olan kafaya takılan türbandır, düşüncelere değil.
bu yazar arkadaş atatürk'ün annesinin, eşinin çarşaflı olduğunu bilmez. bilse de önemli değildir onun için, çünkü atatürk düşmandır türbana, türban takanlara.
bu yazar arkadaş için önemli olan atatürk'ün fikirlerini yaşatmak değildir. atatürk'ün düşünsel yapısını örnek almak değildir mühim olan. çünkü bu yazar arkadaşa göre atatürk fikir adamı değildir. türbanı ortadan kaldırmaya çalışan, türbanlıları ülkeden def etmeye çalışan, genç kızların tamamı minicik etekler giysin, ilerici olsun diye düşünen bir diktatördür. tabi bacakları açarak muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız. çünkü batılı ülkeler hep bacak açarak, türbanı yasaklayarak bu kadar modern oldular. farklılıkları zenginlik olarak görüp, farklı değerlere saygı göstererek değil.
atatürk'ü ve cumhuriyeti bu kadar yanlış anlayıp yorumlayan sığ düşünceli, dar kafalı bir insanla aynı millete mensup olmaktan bile utanmıyorum ben. aptalca da olsa her düşünceye saygılıyım.
