memleketteki insanların farklılıklarına saygı duymayan insanların kötü şekilde niteledikleri insanlardır. maalesef cumhuriyet tarihimizde farklı düşüncelere sahip olan insanlar hep bir şekilde sindirilmiş. bu sabahattin ali olur, nazım hikmet olur, nihal atsız olur, necip fazıl kısakürek olur, aziz nesin olur, said-i nursi olur, 28 şubat sürecinde dinci-dindar kesimler olur, akp döneminde muhalifler olur...
farklı düşünen, farklı yaşayan insanlara saygı duyamıyoruz. türban takmayı tercih edene karışmak da saygısızlıktır, bir başbakanın tutup da yetişkin insanların katıldığı alkollü içki festivaline müdahele edip yasaklaması da saygısızlıktır, kürtleri / alevileri / yabancı kökenli vatandaşları ötekileştirip baskı ortamı oluşturmak da kabul edilemez bir durumdur.
sırrı süreyya önder trt'de yayınlanan memleket isterimaydınların gözünden türkiye programında babasının adıyaman'daki neredeyse tek sosyalist olduğunu, türkiye işçi partisi'nin il başkanı/mebus adayı olup partinin neredeyse her şeyini yürüttüğünü anlatır. dayısı ise yine adıyaman'da çok az bulunan nur şakirdidir, müftülükte çalışır ve ara ara görevden kaytarıp ısparta'ya gidip said-i nursi'yi ziyaret eder. evet görebileceğiniz üzere adıyaman'da çok çok az sayıdaki şakirtten birisi olan dayısı ilginç şekilde ilin neredeyse tek sosyalisti olan babasına kardeşini vermiştir. sırrı süreyya önder bazen dayısının, bazen babasının, bazen de her ikisinin bir şekilde içeriye atıldığını ve birbirlerini çok az görebildiklerini söyler.
bu farklılıklara tahammülsüzlük durumu tek tip vatandaş yetiştirme projesini ortaya çıkarıyor. evet maalesef bu topraklarda yıllardır bir şekilde hem kemalistler hem de dinciler tek tip insan yetiştirme hevesine kapıldılar, eğitim-öğretim sürecinde tek tipleştirme yöntemine giriştiler ve bu durum tüm hızıyla sürmekte.