tamda ismi gibi karışık, sorunlu bir o kadarda iddiasız bir film yapmış onur ünlü. filmi izlerken onur ünlü'nün dağınıklığına şahit oluyoruz. zaten diğer filmleri içinde dediği gibi "filmi toparlamaya" lüzum görmemiş sanırım. bizde zaten bu üslubunu seviyoruz yanılmıyorsam. filmde bir kaç ince mesaj okudum ben.
*bunlardan en ilginci celal beyin eşini öldürüp evinden çıktıktan sonra, cadde boş olmasına rağmen yaya için yeşilin yanmasını beklemesi sanırım. kuralların adamı olmak böyle bir şey olsa gerek.
*filmin 32:55 inde bir "bug" mevcut. kadın konuşuyor ama dudakları oynamıyor.
*"yapılabilecek o kadar az şey varki insan yapmaya üşeniyor" 01:06:00 ilginç bir tespit.
*komiser hakkının bıçağın sahte olduğunu detaylı bir şekilde anlattığı sahnede de aslında "biz ne diyoz adam neyin peşinde" havası yaratmış, ama aslında "gençler bi soluklanın iki dakka, nereye ne yetiştiriyonuz" demiştir.
* kamuranın filmin sonlarına doğru okan ı sıkıştırdığı, ve fakat okanın, ticari ilişki içinde olduğu rektörün yiğeni çıkması ile kamuran tarafından can ciğer kuzu sarması muamelesi yapılması para para para dedirtmiştir.
--spoiler--
genel olarak yan tarafta akan ana hikayeden ziyade filmin işleyişi ön plana çıkmış, dağınık yapılmış toparlanmaya lüzum görülmemiş sahneler bütünü bir film. kesinlikle sıradışı ve akıcı bir kara mizah türüdür. onur ünlü felsefesine aşina iseniz izleyin, eğlenin, değilse "katil kim" i arayan bir film değil, sakın o amaçla izlemeyin derim. "sana puanım 8 kanka" diyorum ayrıca.