nefret ediyorum bu cümleden. annemin diline pelesenk olmuş adeta. bazen çok saçma şeyler yapıyor bizim hatun* saçmalama falan diyorum ama ı-ııh. mesela günde iki kere toz alıyor. yav el insaf be kadın onuncu katta oturuyoruz, yerler asfalt bu ev nasıl tozlansın o kadar sürede? hadi kendine acımıyorsun bana acı. neden ben alıyorum bu tozu ha? manyak olan ben miyim...
her şey tamam bu manyaklıklarından sadece bir tanesi ama kendi evin olunca istediğini yaparsın demesi benim kanıma dokunuyor gerçekten. hatta bazen diyor ki, "benim evim de benim kurallarıma uymak zorundasın." sabrettim hep bu zamana kadar, asla gıkımı çıkarmadım. öff pöff demedim mi? tabii ki dedim. ama geçen gün iyi bir patladım.
neredeyse bir buçuk aydır yoktu evde. yazlıktaydı. gelmeden önceki gün evi temizleyecektim. temizledim de. beş kere süpürdüm tüm evi abartmıyorum. üç kere yer sildim. iki kere toz aldım. bunun dışında perdeleri yıkadım, nevresimleri değiştirdim, banyoyu cifledim, camları sildim, mutfağın her tarafına yağ sökücü sıktım...* bunları yaptıktan sonra o kadar yorulmuşum ki uyuyamadım. yemin ediyorum ya, bi insan yorgunluktan nasıl uyuyamaz? bildiğin uyuyamadım.
gelmesini bekliyorum sabah, şimdi aslında annemle aramız çok iyidir ama insanın kanına en sevdiklerinin söyledikleri daha çok dokunuyor...
geldi hatun, sabah kahvaltıyı da hazırlamışım.* sarıldı falan bana. sonra baktım tezgaha yağ sökücü sıkıyor. ana! n'apıyosun sen otur yemek yesene dedim. demez mi, "bak buralar hep yağlı nasıl yemek yiyeyim??" sikerler lan böyle işi, nasıl yağlı? kan beynime sıçradı. ben dün evi kazıdım resmen. kimse gelip diyemez ki ay burası da olmamış.
sakinliğimi bozmadan, "otur iki lokma bi şey ye silersin." dedim. ama durmadı. abartıyorsun ev gayet temiz orada da yağ yok diyince, "nasıl yok, iremga baksana şuraya dedi." varsa da var otur iki dakika soluklan dedim sadece ve bana;
"kendi evin olunca böyle bırakırsın, ben oturamam." dedi.
patladım tabii... doğurmasaydın o zaman beni, sanki yalvardım mı ben sana, senin evinse ben gidiyorum, yeter be! dedim geçtim odaya... sonra başladı tabii, olur mu kızım burası senin evin falan demeye, ama oturmuş bir kere içime işte.*