(bkz: #16726735) bu entrysiyle adalet sisteminin, ataerkil sistemin ve sosyal demokrat zihniyetin savunuculuğuna soyunan yazardır.
tecavüzü cehaletle bağdaştırabilmek ciddi emek işidir, o yüzden kelimeler böyle üzenle seçiliyor; bilgisine...
bir kız çocuğunun ailesi veya herhangi biri tarafından pazarlanması söz konusu iken durumu idrak edemeyip bir değil iki değil otuz dört kişi deniliyorsa bilinsin ki bir aşama sonrası dekolte giyene tecavüz ederlerdir.
erkek olduğu veyahut erkek zihniyeti taşıdığı aşikar olan yazardır aynı zamanda. zira tecavüze uğrama riski taşıyan (ki bu her iki kadından biri) bir kadın ve tecavüze uğramış bir kadın işin böyle yürümediğini bilir. anadolu toplumunda tecavüzden ötürü suçlanan kadınlar, çocuklar varken buna maruz kalanların ailelerine, polise başvurması hele ki adalet istemesi; adaletin zerresi yokken... dile kolay değil mi? ama dile fazla kolay!
hiç olmuş mu tecavüzden sonra polise gittiği? bizim oldu... hatırlatmak isterim polislerin sorularını:
"üstünde ne vardı?"
"saat kaçtı?"
"nerdeydin?"
"hiç zevk aldın mı?"
"nasıl yaptılar?"
"önden mi arkadan mı?"
"bakire misin?"
"çığlık attın mı?"
"kanıtlayabilir misin?"
tut ki açık bir kıyafet vardı üstümde, tut ki gecenin bir yarısıydı, tut ki mahalle arasındaydım, tut ki bakire değilim, tut ki atmadım çığlık...
ama istemedim, ama zevk almadım, ama kanıtlayamam. kanıtlayamam çünkü tecavüzden sonra banyo yaptım, hatta yüzmek istedim derimi, etimi koparıp atmak istedim; temizlensin diye... çığlık atmadım çünkü korktum, birileri duyar katılmaya gelir diye, birileri gelir beni suçlar diye... yine de suçlu ben miyim? yine de hakkım değil mi sokakta özgürce dolaşmak? yine de hakkım değil mi istediğimi giymek? yine de hakkım değil mi adalet? "yasa önünde eşitlik" bile hakkım değil?
o halde yerin dibine batsın adalet sisteminiz de, vatanınız da, hukukunuz da, devletiniz de...
demem o ki sevgili yazar, "ben tecavüze uğradım" demek öyle uzaktan atılıp tutulacak bir mesele değil... dile şimdi kolay geldiği gibi aile karşısında, polis karşısında söylenebilecek kadar kolay değil... şimdi bile anlatmak zor, çok zor. avuçlarının içi terleye terleye haklı olduğunu kanıtlamaya çalışmak ve buna gelecek cevapları nasıl karşılayacağını düşünmek bile zor. var gerisini sen düşün de, daha memeleri bile çıkmamış sabi sübyanları cahillikle, bilgisizlikle suçlama. biz biliyoruz, farkındayız, bilinçliyiz ve buna rağmen yapamıyorsak "adalet isteme" işini, var sen düşün karşında kimin düşündüğünü, va sen düşün "cehalet"in boyutunu...