konusu; her ne kadar gerçek aşkı bulmak üzerine gibi görünse de aslında 'unutmak' ve 'unutulmak' kavramlarını anlatıyor. filmin konusunun çakma olduğu iddialarını bir tarafa bırakırsak, müzikleri ve oyunculuklar gerçekten etkileyici. mert fırat zaten aşmış yürümüş, bir erkek böyle bir gülümsemeyle ne kadar kötü olur zaten, imkansız.* leyla ile mecnun'un hırsız yavuzu'nun sevdiği eylül öğretmen olarak da hatırlayabileceğimiz açelya devrim yılhan, karşısında biraz sönük kalmış sanki oyunculuk olarak.
+ alo, sevda ben de seni arayacaktım.
- ağlamaya iyi gelen şey daha çok ağlamak mıdır sende sinan?
+ olcay?..
iyice dibe inmeli biliyor musun, inmeli ki zemine sertçe vurup tekrar yukarı çıkabilmeli. daha çok ağla, hepsini çıkar gözlerinden.. bazen ağladıkça güzelleşir insan.
- senin için duygusuzdur, çapkındır, kadın avcısıdır diyorlar.
+ biliyorum, bir sürü şey söylüyorlar. anlamadan, dinlemeden konuşuyorlar işte. hatta kendi hayatlarından o kadar umudu kesmişler ki artık kimsenin kimseyi sevmediğini de söylüyorlar.
- evet öyle diyorlar.
+ oysa kimse seni ilk gördüğüm andan beri ne düşündüğümü bilmiyor
- ne düşünüyorsun ki?
+ seni gördüğüm o ilk an ağlamaklıydın böyle şimdi ki gibi. sarılmak istedim sana böyle ilk kez, hiçbir şey düşünmeden, hiç gecesini düşünmeden sadece sarılmak.
- teşekkür ederim cd için.
+ beni yine arar mısın?
- daha çok ağlat diye mi?
+ ben seni hiç ağlatmam ki
- bu bir söz mü?
+ beklenti.
- neyin beklentisi?
+ ağlatmayacak kadar yakın tanıma beklentisi
- gerçek olduğunu nerden bilicem?
+ bilemezsin, kimse bilemez.