van gölündeki akdamar adasının adının "ah tamara" hikayesinden geldiği rivayet edilmektedir. yücel arzen bu hüzünlü hikayeyi anlatır bir şarkısında. zamanında bu adada yaşayan baş keşişin güzelliği dillere destan çok güzel Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan Müslüman bir genç bu kıza aşık olur. Bu genç Tamarayla buluşmak için her gece adaya yüzer, Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle beklermiş.
Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban gölün içinde boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakarak boğulur. Ah Tamara! isminin dönüşerek zamanla Ahtamar ve Akdamar biçimini aldığı varsayılır.
"Vandan, Gevastan ve Digorun altin sacli kizlarindan dinledim bu öyküyü...Tamara...
Tamara, senin dilin, senin Incil' in, senin narin, senin nazin...
Bu kacinci yenilgi ask ugruna? Bu kacinci intihar girisimi?
Bosuna degil biliyorum senin afanoz edilisin, benim seyhimi kendime küstürüsüm bosuna degil...
Bir isik diye sana gelisim. Tamara...
Birak öldürsünler beni, birak yok saysinlar, unutsunlar senin ismini...
Tamara... Ask adadadir artik, ask adada... "
Ay dolanir geceye,
kipkizil kan gibi
Bulut gecer üstümden,
örter beni tül gibi
Sevdanin çölündeyim
Issizligin gölünde
Yolumda isigim; Tamara...
Dokunamam ki tenine,
yasaksin bana
Sana giden dikenli yollar,
tuzaksin bana
Asimsin ekmegimsin,
Sevapsin bu canima
Yolumda isigim ol, Ah Tamara...
“ Hu vel aha
Hu vel vera
Hu destana
Ah Tamara, ah Tamara..."
Yedi bogum akrep gibi, koynumda sevdan
Kara hancer, mavzer gibi bekliyor düsman
Bilsinler böyle sevda böyle bir can alirken
Askima fermanim ol, Ah Tamara...
Vur beni hasrete vur,
göm beni göle
Oguluna ver adimi,
bin yillik öfke
Duysunlar böyle sevda böyle bir can alirken,
Askima fermanim ol, Ah Tamara...