emperyalizmin kölesiyim, şimdi izninizle daha yazılanları okumadan eksi oy verenler için kısa bir özet geçeceğim;
bulunduğumuz bu topraklar tarihin ilk yıllarından itibaren var olmaktadır. yani jeolojisi eski tarihe dayandığı için birçok minerelin oluşması sağlanmıştır. bu toprakların üzerinde her türlü maden bulunmaktadır; altın, bakır, demir, çelik, titanyum, nükleer madenler, bakır, gümüş, bronz, kaya tuzu ve hatta petrol. bu kadar çeşidin olduğu bir toprak parçası daha yoktur dünya üzerinde. tıpkı sebzelerimiz gibi. dört mevsim meyve sebze üretimi yapılabilen nadir ülkelerdeniz.
işte böyle bir zenginliğe sahip bu toprakları bize bırakmamak için her türlü oyuna başvuruluyor. sivil toplum kuruluşları günümüzün ajanlık sistemi haline gelmiştir. bir ülke düşmanı olan bir ülkedeki sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirerek istediğini elde edebiliyor. halk rahatça kandırılabiliyor. bu örgütlerin dünya çapında olanları da vardır, mesela greenpeace. bu kurum hakkında fazla bilgisi olmayan biri safça destekleybilir bu örgütü. yalnız yaptıkları birçok eylemde belli ülkelere zarar verme hedefi vardır. arada sırada karetta karetta ları kullanarak imaj tazelerler.
bir maden açmaya kalktığınızda hemen çevrecilerin tepkisi gelir. halk ta inanır maalesef. "güzelim ormanlarımızı kesiyor bunlar." o toprak kalkmadan maden nasıl çıkarılabilir?
bilmeyenler için söyleyeyim bir maden işletmesi kesitiği ağaç kadar ağaç diker ve üretim bittiği zaman ocağın çevre düzenlemesini yapmakla mükelleftir.
tek taraflı düşünüp eleştirmeyin. sizi eleştirenleri de dinlemeden ahkam kesmeyin. asıl şerefsizlik namussuzluk bu milletin hakkı olan madenlerin bu ülkeye kullandırılmaması. üretim yapmazsanız parayı nereden bulacaksınız?