özal'dan bu yana artan bir ivmeyle meclise atanan tipitiplerin iyiden iyiye oligarşik bir sürü haline gelmesinin sonuçları.
"sözde" sosyal eşitlik ve etik gibi kavramlara atıfta bulunarak siyaset yapan chp'li taşralı zübükzadelerin de bu kervana katılması sürpriz değilse de acıdır.
1953 sonrası meclisin yetkilerini tamamen kendisinde toplamaya çalışan menderes-bayar diktasının vekillere inanılmaz maaşlar ve harcırahlar vermeye başlamasıyla girdik biz bu yola. vekil kendisini temsil etmesi için halkın verdiği iradeyi hükümete satıp karşılığında zengin oluyordu. halk ise yoksullaşıyordu.
1930 yılında vekil maaşı 120 liraydı. sazanlar hemen atlamasın; kariyerinin başlangıcındaki bir subay ya da bir hakimin maaşından azdı. sonrasında inönü döneminde iyileştirmeler olduysa da adeta rüşvet düzeyindeki iyileştirmeler yukarıda da belirttiğimiz gibi demokrat parti patentlidir. sonrasında (allah var hakkını yemeyelim) demirel bu işi biraz kontrolde tutsa da bu iş özal döneminde iyice şirazesinden çıktı. türk siyasetinin silin(e)meyen isimleri cemil çiçek ve mehmet ali şahin'in vekillik hayatlarında destek verdikleri "özlük hakları ve maaş" avantası önergeleri türk siyaset tarihinin genelindekinden fazladır.
2 yılda emekli olan, her seçim döneminde milyar dolar bazında sağlık harcaması fatura eden, 5 adet danışmana ayda 7'şer bin lirayı aşan maliyetle (sosyal güvence, harcırah ve diğer kalemler) maaş ödeten (danışman dediysek yeğenler, arkadaşlar hatta metresler var aralarında) şoför, benzin masrafı (yılda 30 bin lira benzin parası fatura eden var mars'a gidip geliyor sanırım), telefonu kirası mecliste yediği yemeği bile millete yük bu insanların. ayrıca geçmiş dönemlerinde yanlışlıkla! fazladan maaş alan vekillerden bu paraları geri almak dahi mümkün değildir. cemil çiçek en son bu konuda "aralarında ölenler var (demogoji geliyor) çoluğundan çocuğundan karısından mı haczedeyim (kendi parası ya birinci tekil şahısla konuşuyor haspam) diyerek trilyonlarca lirayı bir kalemde bağışladı. ama bu ülkede ölmüş kocasının borçları için 82 yaşında günde 12 saat simit satan kadınlar var ki elbette cemil bey'in umurunda değil.
bankadan kredi çekip, "seçmenim adına çektim o da ödemedi ben naapayım" diye paranın üstüne yatan vekil var bu memlekette. üstüne yatılan para için takip başlatan bankaya gözdağı veren meclis başkan yardımcıları da var.
hasılı, her vekil zammında olduğu gibi bu oligarklar omuz omuza akp'li bdp'li ile, mhp'li chp'li ile kardeş kardeş el kaldırırlar.
zaten tv önündeki atarlanmaları da çok ciddiye almayın. birlikte pavyon gezen bdp'li ve mhp'li, meclis kulisinde canciğer chp'li ve akp'li tablosu halkın yabancısı, türk siyasetinin ise alışık olduüu bir durumdur.
bu insanlar türk milletinin içinde bulunduğu yoksulluktan ve çaresizlikten gayet haberdar ama umursamayan arsız bir çetedir. kendi aralarında meslek dayanışması geliştirecek kadar "temsil ruhu" nu kaybetmiş ve bunda tuhaf bir durum görmeyecek kadar da aymazdırlar.
haysiyet ve onur denen kavramlar istifa etmelerini gerektirse de aldırmıyorlar biliyorsunuz...
o zaman?
o zaman sizin bu oligarklara hadlerini bildirmeniz ve emanetinizden çaldıklarını geri almanız lazım.
nasıl?
tepki vermeye başlayın. mail atın, haberdar olun, hesap sorun "ben o parayı seçmenime dağıtıyorum" diyen yüzsüze haddini bildirin.
kim vekiline gidip sadaka dilendi şu zamana kadar aranızda?