sanırım 6 yada 7 yaşındaydım. sabah kalktığım gibi sokağa atılmıştım. bir de ne göreyim topaç devri başlamış(o zamanlar topaç devri, taso devri, su tabancası devri falan vardı). mahallenin en popüler çocuklarının elinde bu topaçlardan vardı ve biraz pahalıydılar. babam şehir dışında, annemde de para kısıtlı olduğu için topaç alamadım. tabi ben hemen ''benim neden bir topacım yok ülen'' triplerine girip, oturduğum kaldırımda hüngür hüngür ağladım. topaçtan yana umudumu kaybedip eve doğru ellerim ceplerimde melül melül yürürken bir de ne göreyim! yerde, tam da ihtiyacım olan para öylece yatıyor. kuruşu kuruşuna ama. çocuk aklımla hiç sorgulamadan parayı yerden aldım ve ordan koşarak uzaklaştım. sonra da topacı alıp mahallede ki çocuklara hava atmaya başladım.