kadınlar genelde ima ederler. erkekler ise genel kanıya göre doğrudan ifade ederler. bu yüzden kadınlar erkekleri anlamamakla, erkekler de kadınları karmaşık ve imalı konuşmalarıyla suçlarlar. bir tarafı suçlamak manasızdır çünkü kadınların ve erkeklerin beyinsel evrimlerinin farklı gelişmiş olmasında dolayı bu iletişim farklılığı ortaya çıkmıştır. ilk insandan beri erkekler genellikle eve bakmakla, yiyecek bulmakla ve avlanmakla yükümlü olduklarından daha düz, hedefe direk giden bir beyinsel evrime gitmişlerdir. kadınlar ise gerek fiziksel olarak erkeklerden güçsüz olmaları, gerek geri planda kalmak zorunda olmaları gerek de hayatta kalmak için güçlü bir erkeği elde etmenin öneminden dolayı iletişim becerilerini güçlendirmek zorunda kalmışlar, dil becerilerini geliştirmişlerdir. kadınların çok konuşmasının sebebi de budur aynı zamanda. kadınlar bir çok alana aynı anda yetecek homojen bir beyin yapısına erkekler ise tek bir alanda uzmanlaşabilecek bir beyinsel yapıya sahiptirler. bu yüzden dahiler uzmanlar erkeklerden, yöneticiler kadınlardan çıkar. kadınların bu beyinsel evrimi onlara söyleyeceği şeyleri ima ederek söyleme içgüdüsü getirmiştir. bu aslında aynı zamanda doğrudan söylenecek bir şeyin erkekte uyandıracağı öfkeyi de önler. uzatmaya gerek yok. kadınların demek istedikleri onlar açısından aslında açık erkekler tarafından anlaşılmazdır, kadınlar hatta erkeklerin onların ima yoluyla söylediklerini anladıklarını düşünürler ve bu yüzden erkekleri anlayışsız olmakla suçlarlar. halbuki yapılması gereken, iki tarafın da birbirlerinin dillerini anlamaya çalışmasıdır.
