" Sayın başkan manzara bu.
Hani siz hep Maddi gerçek diyorsunuz ya benimle ilgili maddi gerçek bu.
Tüm samimiyetimle şerefimle temin ediyorum.
Beni burada en çok yaralayan ve canımı yakan konuyu ifade etmeden geçemeceğim.
Şimdi size bir resim göstereceğim.
(Heyete gazete kupürünü gösterdi)
Milletvekili Sebahat Tuncel, PKKnın Eruh Şemdinli baskınının yıl dönümünde halay çekiyor.
Sözcü Gazetesinin 17 Ağustos 2012 tarihli haberinde.
Bu 29 Ekim, 30 Ağustos kutlamaları değil.
15 Ağustos 1984te silahlı eylemi başlatmanın ve devlete başkaldırılışının yıldönümü.
Milletvekili Sebahat Tuncel hem halay çekiyor, hem de şöyle diyor: " Tek yol vardır o da Abdullah Öcalanın özgürlüğüdür " diyor.
Şimdi bir Engin Alanın bir de bu muhterem bayanın durumuna bakalım.
Bu çok Sayın Hanımefendi, PKK terör örgütü üyeliği suçundan tutuklu iken 2007de milletvekili seçildi ve de şayet yanılıyorsam lütfen düzeltin bu mahkemenin farklı üyelerden oluşan heyeti tarafından serbest bırakıldı.
Ben de 2011 seçim sonucu milletin verdiği oylarla milletvekili seçildim.
Siz ise Anayasanın 14. maddesini gerekçe göstererek benim tutukluluğuma devam ettirdiniz.
Oysa Anayasa, aynı CMK, aynı TCK 2007de de yürürlükteydi "
Engin Alan savunmasını şöyle tamamladı:
" Sizlere gelince ya siz ne yapacaksınız Sayın Başkan ?
Bu ülkeyi en az benim kadar sevdiğinize inandığım sayın hakimler.
Ülkede oluk oluk kan akarken, şehirlerde bombalar patlatılırken, masum insanlar günahsız çocuklar hayatlarını kaybederken her gün 2 3 vatan evladı şehit düşerken buna karşın milletvekili sıfatıyla birileri teröristlerle kucaklaşıp, Onlar terörist değil, gerilla onlar bizim çocuklarımız derken siz ne yapacaksınız
Sayın Yargıçlar? Az kaldı ne yapacağınızı da hep beraber göreceğiz "
--spoiler--