bugun bir mağazada şahit olduğum tartışmanın çıkış noktası olan cümle.
mağazada görevli tezgahtar bayan ile konuşurken içeriye aniden bir kadın girdi.
180 boylarında çakma sarışın havalı bir kadındı.
düğüne gitmek için külotlu çorap almak için mağazaya gelmiş külotlu çorap istemiş ama ona tayt vermişler.
nasıl bir külotlu çorap istediğini anlatırken elleriyle tarif ediyordu.
tabi istediği külotlu çorap siyah ince parlaktı.
düğünlerin ve özel günlerin vazgeçilmezi siyah ince parlak külotlu çorap.
kendi istediği külotlu çorabı tarif ederken ellerini vücudunda gezdirip özelliklerinden bahsederken ben o ara farkında olmadan yaktığım sigaranın közünün dudaklarımı yakmasıyla kendime geldim.
kadın esip gürlüyordu bir yandanda istediği çorabın özelliklerinden bahsedip vücudu üzerinde uygulamalı olarak gösteriyordu.
haklı olduguna ne kadar inandığı her tavrından belliydi. hele o vücudu üzerinde tarifi yok mu ?
ben bir ara deneyerek tarif edecek diye umutlandım haklı olarak ama o kadarına gerek görmemiş olacak ki bir hışımla çıktı gitti mağazadan.
ben ise o ara yanan dudağımın acısını dindirmek için yan taraftaki büfeden su almak için dışarı çıktım.
kadını kendimce takdir ettim. kutladım.
giyeceği külotlu çoraba bu denli özen gösteren kadınlar daima beğenimi kazanmıştır.
