saf duygularını sevdiği insanlara çocukta ve masumca anlatmaya çalışan bir çocuğun gösterdiği sevgidir.
çok masumdur altında hiç kötü bi düşünce yatmaz. dünyada duyulmuş en kıymetli duygudur. büyüdüğün zaman bile hatıladıkça yüzünüzde tebessüm oluşturan, akıldan çıkma ihtimali olmayan bir şey. kendinizi en mutlu ve yalın hissettiğiniz an.
misal şu hikaye buna çok iyi bir örnektir;
---sp---
10 yaşındaki çocuk pastaneye girdi. garson kız hemen koştu... çocuk sordu: 'çikolatalı pasta kaç para?' '15 tl.' çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. bir daha sordu: 'peki, dondurma ne kadar?' '10 tl' dedi garson kız, sabırsızlıkla. dükkânda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki... çocuk parasını bir daha saydı ve 'bir dondurma alabilir miyim, lütfen?' dedi. kız dondurmayı getirdi. fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. çocuk dondurmasını bitirdi. fişi kasaya ödedi. garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu, birden. boş dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 5 tl bahşiş duruyordu...
---sp---
sevginin masumiyeti o kadar gerçektir ki çocuğun yaptığı fedakarlıktan hissedilir.
onun için paranın bi marjinalliği yoktur. o, sevgisini göstermek için vazgeçtiği 5 lira değil aslında. en sevdiği, çok istediği çikolatalı pastadan vazgeçmesidir.
o çikolatalı pasta çocuk için o kadar önemlidir ki o an katlar, yatlar bile ikame edemez onu ama o sevgisini gösterebilmek için çok büyük bir fedakarlık yapmıştır. vazgeçmiştir çikolatalı pastadan.
keşke insanlar hiç büyümese de masumiyet kavramı ve fedakarlığın değeri ölmese. keşke bu keşkeli cümleleri kurmak zorunda kalmasaydıkta dünya daha mutlu ve yaşanabilir bir yer olsaydı.