...çünkü koku, soluğun kardeşiydi. onunla birlikte insanların içine giriyordu, yaşamak istiyorlarsa karşı duramıyorlardı. hem de tam orta yerlerine giriyordu koku, doğrudan kalplerine ve orada akla karayı ayırır gibi ayırıyordu ilgisiyle aşağılamayı, iğrentiyle zevki, aşkla nefreti. kokulara egemen olan, insanın kalbine egemen olurdu.
ayrıca dikkatimi çeken, yazarın alman olmasına rağmen, romanında yer olarak fransa'yı seçmesi, karakterlerin fransız olması ve romanın bu duruma rağmen bu kadar başarılı olması takdire şayan bir durumdur kanaatimce.
oldukça sürükleyici ve edebiyattan nasibini almış bir kitaptır. okunması tavsiye olunur.