En masum, en saf, en heyecanli, en dusunmeden, en plansiz... o gidince; en caresiz, en unutulmaz, en yeri doldurulamaz, en zor, en saskin, en canini yakan asktir.
karsi bina da oturuyordu. antalya ya tasindilar ve ayrildik.
sonra yillar gecti birgun yolda yururken birde baktim o. inanamadim. sevinc, heyecan, burukluk bir arada duygu seli sanki.
o da sasirdi. napcagimi bilemedim konuscakmiyiz derken, yanimdaydi.. nasilsin, napiyorsun derken, kahve icelim mi dedi. oturduk yarim saat falan gecmisti ki icimden sunlar geciyordu; ben buna mi asik olmusum ne kadar siradan bir insan dogru duzgun bisey bile konusamiyoruz.
donus yolunda dusundum. ben eskiden nasil anlasiyordum bununla diye. sanki senelerdir hayalimdeki aklimdaki aski calmislardi benden. buyuk bir bosluk hissettim icimde. diger yandan da icimde kalmiycakti ama zaten kac sene gecmisti artik. yani diycegim o ki uzun sure gecmisse uzerinden birakin oyle kalsin.