senin olmadığın yerlerde, yokluğuna ağlayan insanların isimlerini söyleyeceğim sana. araya kendimi katacağım ve sana ilk kez, bir soru soracağım. "saçım kısa diye mi?" çoğu insanın "neden" diye sorarak kafasının etini pişirmeden yediği şehirlerden geliyorum. kendime yol boyunca "neden" diye sormanın korkunçluğundan bahsedip elimi tahtaya vurdum. ben ne diyorum biliyor musun? "saçım kısa diye mi?"
saçım kısa diye mi gittin?
saçım kısa diye mi sevmedin?
saçım kısa diye mi bir not bırakmadın?
saçım kısa diye mi bunu okumayacaksın?
olmadı güzelliği gözlerine değip sende iz bırakmış bir kadını öldürüp, organlarımı ona bağışlar, seni onunla yaşarım.
üstünü çıkar,
kemiklerini yalayacağım.