sözlük yazarlarından öyküler

entry125 galeri video1
    12.
  1. Bir çim atasözü der ki: "üzerime basmayınız." Neden hep bir vazo kırılır; hem sonra çiçeklere ne olacak? Yerler sırılsıklam. Yer çekimine bırakılmış meyveleri gibi yaşlı bir ağacın, olgunlaştıkça toprağa, yani özümüze daha da yaklaşıyoruz. Ağaç kabukları sertleştikçe daha da tutunuyorlar dünyaya. Bir yaprak olsak oysa, rüzgar mevsimlik bir işçi öfkesinde savursa bizi ani kederler ülkesine. Bir yaprak olsak oysa, oysak aksak saatçilerini kör kamışların, bedelsiz sahiciliklerini emen gölde soysak yapışkan yanlışlıkları soğuk bir lehimle.

    Kimse bir başkasının kendisi değil, herkes yaban otları hükümdarlığının saldırgan efendisi biraz.

    Bir mermer fabrikasında çalışıyordu. Sessizliği öyle özlüyordu ki, kulaklarına tecavüz eden bu azgın makinelerin arasında. Geceleri kulaklarında olmayan bir trenin hazin çığlığı. Göçle sürülmüştü ovaya adını veren o bucaktan. Bir trenle gelmişti.

    Ekonomik açıdan bakınca bir şeye ancak benzeyebiliyordu hologram. Sosyo-ekonomik göstergelere göre oldukça yol alınmıştı, müreffeh ülkeler seviyesine doğru gidilen güzergahta.

    Şu gelgiti öyle çok seviyorum ki, martılar buyurun buradan yakın. Çirkin sesli yaratıklar, sizin romantizmle olan gönülsüz ilişkiniz beni iyiden iyiye seviyesizleştiriyor. Şu çamla kaplı yeşil ciğerler, onlar olmasa bu mavi neye yarardı? hiç düşündün mü?

    Dün gece saat kaçken isterdin seni asfaltı yeni atılmış bir yolun üstünde kayar gibi ilerleyen otobüsün freniyle aniden hatırlayıvereyim?

    Gözleri sanki bir başkasının gibiydi. Ödünç bakışlarla süzüyordu yavaşça bizi. Sonra beyaz tozlu, nasırlı, kocaman ellerinin arasında tezat oluşturan parlak pembe çerçeveli fotoğrafı usulca masaya bırakarak geriye çekiliyor, gözlerini yere dikiyordu.

    Kızım... Sekiz yaşındaydı...

    Neden hep bir vazo kırılır; hem sonra çiçeklere ne olacak? Yerler sırılsıklam.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük