osmaniye'de yaşıyordum, deprem falan görmedik biz, allah göstermesin de.
13 yaşındaydım, sabah kalktığımda annemi ağlarken gördüm, babam kuran-ı kerim okuyordu. birşey sormaya gerek yoktu televizyona bakınca herşey ortada, herkes yerlerde, ölenler kollarda, belki de yaşıyordur hastaneye yetiştirelim diye. daha çocuk aklımla düşünmüştüm be, depremde aynı anda insanların anası,babası,abisi,ablası,sevgilisi,arkadaşı ölüyor. hatta bir çoğu aynı anda ölen bile olmuştur, nasıl dayanılır bu acıya diye.
düşünüyordum çünkü bilmiyordum ölüm acısını. 13 yaşındaydım ama doğduğum günden bu yana hiç bir yakınım vefat etmemişti. ta ki 2006 yılında dedem ölene kadar. ilk ölüm acısını dedemin vefatıyla yaşadım. üstelik ansızın gelen bir ölümdü, adam benden genç gösterirken kalp krizine yenildi. nasıl ağladığımı, nasıl çırpındığımı nasıl kahrolduğumu bir ben biliyorum.
garip ama cenaze namazı kılınırken aklıma 17 ağustos 1999 depreminde yakınlarını kaybeden yaşıtlarım geldi. ben sadece dedemin ölümüne dayanamazken bütün ailesini aynı anda kaybedenler vardı. nasıl dayanmışlardı acaba?
hakkaten ya 17 ağustos 1999 depremi' nden sonra kahrından, kederinden ölen var mıdır acaba? öyle ya da böyle gittiler. allah hepsinin tahsilatını affetsin, mekanını cennet eylesin.