Eski futbolculardan veya beden eğitimi spor yüksek okulunu bitirmiş, fakat eski futbolcu olması makbul olan futbol takımlarının teknik heyetinin başıdır. Ülkemizde Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ertuğrul Sağlam, Abdullah Avcı gibi futbolun içinden gelmiş antrenörlerin yanı sıra Yılmaz Vural, Ersun Yanal gibi Akademi mezunu teknik direktörlerin de başarılı olduğu görülmüştür. Dünya'da buna en iyi örnek olarak Jose Mourinho gösterilebilir. Çok fazla bir futbolculuk kariyeri olmayan Portekizli teknik adam yıllarca yardımcı menajerlik ve tercümanlık yaptıktan sonra kendisini bir anda Porto takımının başında buldu. Ve burada kazandığı başarılar ile Chelsea, inter ve ardından dünya devi Real Madrid'e uzanan başarılı bir yol çizdi. Örneğin Fatih Terim 2000 yılında Galatasaray ile 4.kez üst üste şampiyon olup UEFA kupasını kazandığında Mourinho Barcelona'da Van Gaal'in yardımcılığını yapmaktaydı. Kısaca teknik direktörlük; taktik, teknik bilgiler, sistem anlayışı, fizik kondisyon, tecrübe, sahada ve saha kenarında duruş, oyunu iyi okuyabilme, sporcuyu tanıma ve hazırlama açısından bir futbol kulübü için olmazsa olmazların başında gelmektedir.