PKK'lılar için "Genç arkadaşlar" diyor, "Saygılı tavır gördüm" diyor... "Bana karşı zor kullanmadılar" diyor.
Ne yalan söyleyeyim;
Hüseyin Aygün'ü dinledikten sonra; bunun bir "kaçırma" değil, "istişare amaçlı misafir etme" olduğu yönündeki görüşlerin doğruluğuna inanmaya başladım...
Ne yalan söyleyeyim;
Aygün'ün çizdiği bu PKK ve dağ manzarası karşısında, benim de "kaçırılasım" geldi!..
Dağlar güzel!..
Baskı yok!..
Çaylar gelip-gidiyor!.
Ağırlama güzel,
Uğurlama güzel!..
Bir çok insan, bu durumda;
"Beni de kaçır PKK" derse, hiç şaşırmayın... Çünkü Hüseyin Aygün'ün çizdiği PKK tablosu böyle!..
Şu hâle bakın;
O kadar "insancıl" bir "örgüt" tablosu çiziyorlar ki, bilmeyen de zanneder ki; "caddenin ortasında uzaktan kumandalı mayın patlatan" ve insanları paramparça eden bunlar değil!..
Bilmeyen de zanneder ki;
"Karakol"ları basıp, gözlerini kırpmadan "Mehmetçikleri katleden" bunlar değil!..
Bilmeyen de zanneder ki;
Asker veya sivil demeden insanları katleden "eli kanlı örgüt" bu değil!..
Şu hâle bakın;
PKK'ya gelince boyunlarına sarılıp vedalaşanlar, sırf "PKK ve yandaşlarını deşifre ediyoruz" diye, ellerinden gelse bizim boğazımıza sarılıp, boğacaklar iyi mi?