uludağ sözlük tasavvuf kapışması

entry35 galeri
    15.
  1. hala bir demogoji olarak süren tartışma... laf kalabalığından sadede bir türlü gelemiyor, bir türlü net görüşler ileri süremiyor.

    öncelikle ben hadislerle ilgili tartışmadan kaçıyor değilim. ama bunun nereye varacağını çok iyi bildiğim için, pek oraya bakmak istemiyorum. dediğim gibi, bu fikirler yeni değildir, oryantaistlerin islam dünyasına kakaladığı ve bizim ilahiyatçı takımı arasında da çok revaçta olan fikirlerdir. (tasavvuf ile ilgili kısım da selefilerin dövizleri.)

    ben bu türlü tartışmaların bin tanesine girdim çıktım. hiçbirinden de net cevaplar alamadım. soruyorum:

    - hadislerin hespi uydurma mıdır?
    + yok, bir kısmı uydurmadır?
    - hangisi uydurmadır, hangisi değildir?
    + bana uydurmaymış gibi gelen uydurmadır, değilmiş gibi gelen değildir!
    - sen kimsin kardeşim?

    evet, bu konu aynen böyle sonuçlanacak. tabii kendine mahsus demogojisiyle beraber... onun için, hiçbir faydası yoktur bu konuşmanın. hani adam gelir, "hadislerin hepsi uydurmadır" der, onu anlarım. ama böyle, kafasına göre hadis ölçüp biçen kimseleri anlamam. diyebiliyor musun hepsi uydurma diye? namazın nasıl kılınacağını, oruun nasıl tutulacağını bana kur'an'dan, "kendi kafana göre" çıkarabiliyor musun, çıkaramıyor musun?

    boş laflarla kimse kimseyi kandırmasın. eğer bütün vasıtaları aradan kaldırırsan, sadece kur'an'dan islam çıkarmaya çalışırsan, ona bakan insan sayısı kadar islam çıkar ortaya... eğer böyle yapılacak olsaydı, kur'an zaten bir kitap olarak bir dağa inerdi. ayet ayet, yıllarca, hayatın dinamik yapısı ve vesileleri içinde bir peygambere inmezdi. herkes kitaptan bakar, ne lazımsa yapardı.

    şimdi aynı demogoji tasavvuf konusunda da yapılıyor. "2. maddeye cevap verilemeyeceğine o kadar eminim ki." haydaaa, niye ki? ne var ki bunda? yeni bir şey mi söylüyorsun? daha doğrusu, bir şey mi söylüyorsun?

    hani şunu konuşacaktık: tasavvuf islam'da yoktu, dışarıdan alınmıştı, hintten gelmişti? ne oldu ona? iş nasıl geldi de, "alın panteizm sizin olsun" noktasına dayandı? hani senindi panteizm? vahdet-i vücud'un oradan geldiğini ispatlayacaktın hani? şimdi niye bizim üstümüze yıkıp kaçıyorsun?

    ben tekrar soruyorum, hiç ayılıp bayılmaya gerek yok: islam tasavvufu veya onun bir cüzü olan vahdet-i vücud görüşü, hangi dışarıdan gelmiştir? konu konu gösteriniz!

    şimdi burada ne var: füsus'ül hikem'de seçildiği söylenen, cımbızla çekilmiş bazı ibareler... başı yok, sonu yok, neyin niçin söylendiği yok... "namaza yaklaşmayın" hesabı, "nur ile zulmet aynıdır" gibi şeyler. benim önümde de bir füsus'ül hikem var ama, bu ibarelerin hangi konulardan, hangi sayfalardan alındığını araştıracak kadar vaktim yok. bir zahmet onlar da söylense de, neyin ne olduğunu ben size iki dakikada veriversem...

    kaldı ki, o kadar -çok afedersiniz- avanakça yaklaşılıyor ki konuya, sadece şu kadarı için bile ciltlerle kitap yazıldığı, meselelerin arasında binlerce meseleler olduğu gargaraya getiriliyor:

    --spoiler--
    yaratılan her şey odur, mahluk ve halık, vücut birdir.
    --spoiler--

    allah allah, öyle mi anlatılıyor o konu? hani ben saydım yukarıda: zat, isimler, sıfatlar, fiiller... sen neye göre ne söylüyorsun? meseleye hangi basamaktan giriş yapıyorsun?

    bu neye benziyor biliyor musunuz: "e=mc2, midyat seyfo gülün! ha ha ha ha, hiç e harfi, mc'nin karesine eşit olabilir mi? saçmalığa bakın!"

    arkadaş, bunun nesine cevap vereceksin ki? "tek varlıktan başka bir varlık yoktur"... hatırlıyorum, bu konu hakikat-i ferdiyye bahsinde geçiyor. anlattığı da ne biliyor musunuz: allah resulü'nün hakikati, her şeyden önce onun nurunun yaratıldığı, ruhların kökünün bir olduğu vs... ciltler dolusu anlatılmış konu... ama hepsini atlayıp, meselenin geldiği yere bak...

    zamanım olursa ben bu konuda saatlerce konuşabilirim. ama demogoji yapılmasın, gerçek meseleler konuşulsun... mesele bırakın, hiç anlamadığınız vahdet-i vücud konusunu da, divan edebiyatına girelim: şu şaraplar, afyonlar, hristiyan kızları falan... ne ayak?

    kısaca şu kadar diyeceğim: islam tasavvufu, islamın bir verimidir. islam, ölü bir kitap değilir. kat üstüne kat, kat üstüne kat, bir medeniyet dinidir. bunu kaldırdığın zaman, üç beş tane ilkel adam kalır ortada... oysa kuran sünnet, icma, kıyas çizgisi içinde tasavvuf da yerini bulmuştur, bütün bir islami sanatlar ve medeniyet de!
    0 ...