Ajans haberlerini düzenli izleyenlerle, kafalarına uygun bir gazeteyi alıp okuyanların nüfusa oranı, yüzde 20 kadar ya vardır, ya yoktur.
Geriye kalan yüzde 80, kendi pencerelerinden bakarlar güncel hayata da, yaşadıkları ülkeye de.
Seçim kampanyaları da, genç nüfus içindeki dalgalanmalar da, düşünce ufuklarını genişletme yerine, buzlanmış beyinlerde gruplaşmaları tıknazlaştırır sadece.
Dış dinamiklerin etkisiyle, toplumsal doku değişmeye zorlandığı zaman da; ister istemez çalkantılı dönemlere doğru kayılır.
* * *
Medyada, tüm ülke seçimlere kilitlenmiş görünse de; şu sıralarda Ağrı Dağı'nda, dünyanın dört bir tarafından gelme Greenpeace-Yeşil Barış üyeleri, simgesel olarak Nuh'un gemisini yeniden inşa etmeyi bitirmek üzereler.
Çünkü Dünya, tıpkı Nuh tufanında olduğu gibi, bu kez de aşırı ısınma felaketine doğru gitmede.
* * *
Şu günlerde Türkiye'de de; söylenmiş, söylenen ve söylenecek nutuklarla; yapılmış, yapılan ve yapılacak siyasal miting ve toplantılara karşın; başta Ankara ve istanbul olmak üzere, susuzluk kapıyı çalmakta.
* * *
Nuh'un gemisi efsanesi, binlerce yılın gerisinden rüzgârlanarak gelen mistik bir efsane.
Binlerce, belki de yüz binlerce yıl önce büyük bir "tufan" olmuş ve yeryüzünde bir tek canlı kalmamış.
Sadece Nuh Peygamber, Tanrı'nın buyruğuyla bir gemi yapmış ve içine de her türlü canlıdan bir dişiyle bir erkek alarak, sadece onları kurtarmış "tufan"dan.
Bugünkü canlıların tümü, Nuh'un gemisindeki dişilerle erkeklerin torunuymuş.
* * *
Efsaneler, ne durup dururken çıkar ortaya, ne durup dururken kutsallaştırılır, ne durup dururken kuşaklardan kuşaklara yansıyıp gider.
Üstünde yaşadığımız "yer" küresi de dahil, gezegenlerin de kendilerine göre yaşam serüvenleri var.
Örneğin bizimki de, kim bilir ne serüvenler yaşamış; buzul çağları, tufanlar, depremler vs...
işte şimdi de çölleşmeden söz ediliyor ve Yeşil Barış üyeleri, Ağrı Dağı'nda, simgesel olarak yeniden yaptıkları Nuh'un gemisini bitirmek üzereler.
* * *
Mistik inançlara göre insanoğlu, Adem ile Havva'dan üreme ve "tufan"da yok olduktan sonra da bugünküler; Nuh'un, Ham, Sam ve Yafet adlı oğullarından üreme...
* * *
ingiliz bilim adamı Darwin'e göre ise, insanoğlu; doğadaki sürekli evrim sonucu, maymunun gelişip değişmesinden çıkmış ortaya.
Özellikle orangutanların hayatı incelendiği zaman da; bir kuşku düşmüyor değil insanın içine. Çünkü onlarda da gebelik süresi 9 ay ve ellerini de kullanmayı az çok başarıyorlar.
* * *
Seçimlere kilitlendiğimiz şu günlerde, aday adayı olmak isteyenlerin sayısı, 10 binleri aşmada.
Başkaları tarafından kurtarılmaktansa, bizzat kurtarıcılardan olmak yaygınlaşmakta.
Parlamentodaki koltuk sayısını gerekirse; 550'den, 550 bine çıkarmak da bir çözüm olabilir. Kimsenin kursağında kalmaz hevesi.
* * *
Vaktiyle bir Fransız mizahçısı, kızdığı birine:
- insanın maymundan geldiğine inanmıyordum ama, demiş; seni gördükten sonra maymun olmaya doğru gittiğine aklım yatmaya başladı.
Yeşil Barışçılara göre de, tüm insanlık yeniden yok olmaya doğru gidiyor.
* * *
Sevgili dost Av. Taner Aktop'un kulakları çınlasın; bir de bir orangutan fıkrası:
Politikacı olmadan, kurtarıcı olmaya kalkan çevreciler; bakmışlar ki sadece tek bir dişi kalmış orangutanlardan. O dişiden, yeniden orangutanlar üretebilmeye taktırmışlar akıllarını ve dar alınlı, kısaca boylu, kıllı mı kıllı bir erkek aramaya başlamışlar.
Böyle bir erkek ortaya çıkar da, dişi orangutandan çocuk yapmayı kabul ederse, kendisine 10 bin dolar ödül vereceklermiş.
* * *
Nihayet böyle bir erkek bulunmuş bir yerlerde.
Ancak onun da ileri sürdüğü şartlar varmış:
- Bir kez doğacak çocuğa, babamın adı verilsin, diyormuş.
"Maymunla çiftleşme karşılığı, 10 bin dolar" lafını da pek anlayamadığından; ikinci şart olarak da şunu ileri sürüyormuş:
- Maymunla yattıktan sonra, 10 bin doları hemen ödeyemem, onu da 3 takside yayın lütfen.
* * *
Seçimler sırasında ülkeyi kurtarma seferberliğine girişenler; nasıl önce paçayı kurtarmak için, koltuk sevdasıyla önemli paralar ödemeyi kabul ediyorlarsa; orangutan neslini kurtarmak için ortaya çıkmış bir aday da, pekâlâ önce babasının adını sürdürmek ve alacağı zevk karşılığında, -taksitle de olsa- büyükçe bir bedel ödemeyi çekebilir sineye.
* * *
Hangi alanda olursa olsun, her "kurtarıcı"nın bir pazarı ve bazen de yanlış anlamalara neden olan, gizli pazarlıkları vardır.