ebu turab ı nahşebi

entry1 galeri
    1.
  1. horasan bölgesinde dokuzuncu yüzyılda yaşamış, zamanının büyük alimlerinden olan zat. bir çok alimin sohbetlerinde, ilim meclislerinde bulunmuştur. peygamber efendimizin sünnetlerine sıkı sıkıya sarılmış ve allahü tealanın emirlerini yapıp, yasaklarından şiddetle kaçınmıştır. namaz kılarken vefat etmiştir. Onun vefat ettiğini kimse anlamamıştır. bir topluluk yoldan geçerken kendisini görüp, yanına yaklaştıklarında vefat ettiğini anlamışlardır. o hiçbir şeye yaslanmadan, yüzü kıbleye çevrili bedeni kurumuş bir haldeymiş. bu zaman içinde cesedine vahşi hayvanlar ve kuşlar hiç yaklaşmamış ve vücuduna dokunmamışlar. toplulukta onu kefenleyip cenaze namazını kılıp ve orada defnetmişler. şöyle bir hikayesi vardır:

    "bir gün çölde gidiyordum. nefsim yumurta ve sıcak ekmek istedi. hiçbir zaman nefsimin istediğini yapmamış idim. fakat nasıl olduysa isteğim galip geldi. yolumu değiştirip, bir köye girdim. köyde hırsızlık olmuştu. onun için köylüler bir yere toplanmış durumu konuşuyorlardı. beni görünce içlerinden biri, bu adam hırsızla beraberdi, dedi. Beni yakaladılar ve yetmiş sopa vurdular. Bu arada biri gelip beni tanıdı. Bu hırsız değildir. Bu alim Ebu Türab'tır, dedi. bunun üzerine benden özür dilediler. içlerinden biri beni eve yemeğe götürdü. Bana taze ekmek ve yumurta getirdi. nefsime; "Ey nefs! Yetmiş sopadan sonra ekmekle yumurta yiyebilirsin." dedim.
    0 ...