içindeki avcıyı, vahşeti, kan isteğini tatmine ulaştırma çabasıdır.
istanbul'u bilenler, kocamustafapaşa'yıda bilirler. mutlaka birçok istanbullu buradan bir vakit geçmiştir. onlarca camisi, her camisinin avlusunda yüzlerce evsizi olan güzide bir semtimizdir.
aylardan ocak; nasıl gerginim anlatamam. çıktım dışarı, bıçak gibi bir hava, it bağlasan durmaz, soğuktan osuruğun katılaşıyor, o derece...yürüyorum kaldırımda, hemen yanımda buz gibi yerde yatan bir evsiz gördüm. dişleri sapsarı, saç baş kir içinde, derisi kösele bir evsiz. yanına yaklaştım, hayatta mı acaba diye tekmeyle dürttüm ilkin. ıhhh diye inledi pasaklı yaratık. bu durum benim hoşuma gitti tabi, bir tane daha yapıştırdım karnına bunun, asdasda inanılmaz hoşuma gitti yeminlen, kendimi alamadım kaç tekme attığımı hatırlamıyorum. iyice rahatladıktan sonra, cebimden elli kuruş çıkarıp önüne attım. al sana dedim, yediğin dayak için veriyorum diye ekledim. nasıl sevindi fakir, görmeliydiniz. sonra hemen belediyeyi aradım, gelin toplayın bu şeyleri buradan diye atarlandım.