mustafa kemal atatürk

entry14349 galeri video87 ses1
    666.
  1. *
    Peki, tamam laf iyi de diyorsunuz ki laflar karin doyurmuyor, Esas sir nerde cok merak ediyorum. On yilda bir bakiyorsunuz kara tahtanin basinda harf ogretiyor, bir bakiyorsunuz sapka giyiyor, bir bakiyorsunuz tiyatro eseri oynatiyor, yok efendim arkeolojik kazilara gidiyor, tren raylarinin genlesme hesabini yapiyor, Ankara'daki caddelerin ne kadar mesafede olacagi konusunda sehirlesme planlari yapiyor, E on yilda bunlarin hepsi peki nasil? Ben esas sirri nerde buldum biliyor musunuz? Onun bir sozunde. Ama bu bence, ve dedimki bu sozu okuyunca keske su karga kovalamasini kafalarimiza yerlestireceklerine su sozunu yerlestirselerdi herhalde Turkiye cok farkli biyerde olurdu su anda.
    ATATURK diyor ki "Cocuklugumda elime gecen iki kurustan birini eger mkitaplara vermeseydim bu gun yapabildigim islerin hicbirini yapamazdim". Esas sir bence burada. Cocuklugunda eline gecen iki kurustan birini kitaplara verdigi icin 35 yasinda general, 40 yasinda baskomutan, 42 yasinda cumhurbaskani, 46 yasinda dunyada pek cok reformist var ama hic biri dile dokunabilmeyi cesaret edememistir; dile dokunabilen tek
    reformist Mustafa Kemal'dir. Iste bunu yapabilen ve 53 yasinda nutku yazan genc olarak tarihimize gececektir

    Mustafa Kemal.

    Okumayla, ama nasil okuma biliyor musunuz? Bildigimiz gibi bir okuma degil. Sizi 1914 Anafartalar' a goturuyorum. Anafartalar' da savasin bir dinlenme yerinde cadiriniza gelirsiniz postallari cikarir rahatca dinlenmek istersiniz. Oyle bir sey yok. Macar Turkologu Nemetin, Fransiz Turkologu Devinin Turkoloji albumleri duruyormus. Aciyor
    onlari okuyor Mustafa Kemal. Diyorlarki "niye bunlari okuma geregi duyuyorsun" verdigi cevaba bakin. onlara diyor ki "Savastan sonra bu dilin degisme ihtiyaci var onu tespite
    calisiyorum" .

    Yil 1914, gelelim 1916'ya. Bitlis cephesi komutani Mustafa Kemal Bitlis cephesinde cokmekte olan bir cepheyi kurtariyor ve cadirina geliyor, yaveri Izzettin CALISLAR'i cagiriyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yaziyor biliyor musunuz? "Savastan sonra ilk isimiz Turk kadinina serbestisini vermek, onu erkeginin yaninda esit haklara sahip kilmak". Yil 1916, Turk kadinin degil adi, degil kimligi, hicbir seysi yok. Sokaga cikma hakki olmayan bir Turk kadini.

    Peki sizce tam savasin en hararetli zamaninda neden Turk kadini geldi Mustafa Kemal'in aklina. Ha, Kurtulus Savasinda gordugumuz kadin manzarasi, degil ATATURK'u, dunyayi sasirtan bir manzaradir. Ulkelerin savaslari olmustur ama top yekun savas ornegi ilk defa Kurtulus Savasinda gorulmektedir. Ataturk bu savasta Ayse Hatunu tanimistir Ayse Hatunu hepimiz taniyoruz. Bilmeyen var mi icinizde? Onun yapabildigini acaba hangi ulkenin kadini yapabilir? yada zamanimizda hangi kadin yapabilir? Benim bir kizim bir oglum var inanin bu kadar arastirmaciyim dusunuyorum. Biliyorsunuz sekiz aylik kizi kucaginda omuzunda mermi ve cepheye cephane goturuyor. Sekiz aylik kiz dinler mi dusmani, aglamaya basliyor. Ve bu sirada olmesi falan problem degil Hatunun, ama dusman eger onlari fark ederse cok kisitli olan cephane cepheye gidemeyecek, butun dusuncesi o Ayse Hatun'un. Ve bu arada cocugunu gogsune yaslar, dusman biraz gec gider, indirdigi zaman kendi elleriyle cocugunu sehit ettigini gorecektir Ayse Hatun yada diger adiyla Tayyibe Hatun. Peki ne yapar? cocugunu koyar uzerini bayrakla orter ve aynen sunlari soylemistir. Kafile baskani komutanimiz aktariyor bunu. "Sen yuzlerce binlerce yil sonra dogacak Turk cocuklari icin sehit oldun" (yani surada oturan bizler icin sehit olan) "bu benim icinde senin icinde bir sereftir. Yeterki vatan sagolsun" diyor, omuzuna aliyor cephanesini ve yola koyuluyor. Hanimefendiler icinizde anne olanlar var. Lutfen bir an icin dusunun,
    cocugunuzu goz onune getirin. El bebek gul bebek buyutuyoruz, gozunun icine bakiyoruz, tercih yapin sizden sonraki kusak mi? cocugunuz mu? Iste bu Ayse yada diger adiyla Tayyibe Hatunu tanidi Mustafa Kemal.

    Kurtulus Savasinda Kutahya sirtlari, eksi 30, eksi 40. Ve 75-80 yaslarinda bir nine. Gerisini gelin kafile komutani Mustafa Necati'den dinleyelim. Mustafa Necati neyi gorur? Butun yorgan battaniye ne varsa cephanenin ustune ortmus kendisi pazen elbiseyle. Aynen
    sunlari soyler "nine kar sepeliyor hava cok soguk bari su yorgani alsan sirtina"
    dediginde aldigi cevap "dokunma ona, o millet malidir, nem kapmasin. Ben bir olurum ama onunla binler dogacak binler. hayir oglum hayir hic usumuyorum, sogugu hic duymuyorumki. Dusman bu topraklara girdi gireli benim
    icim yaniyor icim a ogul" diyen bir nineyi tanidi Mustafa Kemal.

    Albay Hulusi ATAG'in kafilesinde olan genc bir kadinimiz hastadir ve cephane tasirken yere dusmustur, olmek uzeredir. Hulusi ATAK sorar "bacim bana adini soyle seni tarihe yazdiracagim" dediginde aldigi cevap "adimi ne yapacaksin a ogul yaz benim adim Anadolu" cevabindaki adimin ne onemi var onemli olan ulkemin adi ve gururu dusunusu keske, keske uygarlik savasimizda ayni siddetiyle surebilseydi bugun. Uzerinde ATATURK yazili kapsulu inanin, inanin hic mubalaga etmiyorum ilk uzaya firlatan ulke mutlaka ama mutlaka biz olurduk.

    Evet bu savasta ATATURK dunyaya tek gecen Zekiye Hanimi tanidi. Zekiye Hanim ne yapti biliyor musunuz? Dunyaya ilk ve tek gecen kadinimizdir. 10 Aralik 1919 ogretmen okulu bahcesine 3000 kadini toplamis, dedim herhalde sifirlari fazla okuyorum. Hayir 3000 kadin, yapimcisi, dinleyicisi, konusmacisi. Kadin olan dunyada ilk mitingdir bu, onun icin dunyaya ilk gecmistir. Peki Zekiye Hanim nasil toplamistir, cep telefonu yok faks yok, hicbir arac yok. Hadi bunlar oldu farz edelim. Kadinin sokaga cikma hakki yokken 3000 kadin nasil organize oldu dersiniz? Evet bunu inceledigimde inanilmaz bir hem hayranlik hem de uzuntu duydum neden biliyor musunuz?

    Cep telefonunuz var, faksimiz var. Pek cok kulubun, pek cok dernegin davetlisi olarak gidiyorum. Hanimlar 50 kisi geldimi aman diyorlar bu gun cok kalabaligiz. 3000 kadindan bahsediyorum ama projesinin adini da soylemek istiyorum Zekiye Hanimin "MUTFAK PROJESI", inanilmaz bir proje.
    Daha sonra bir yerde tekrar gececek bu proje.
    ATATURK Zekiye Hanimi, Nakiye Hanimi tanidi bu savasta.
    ATATURK Melek RESIT'i tanidi, Ataturtk Sukufe Nihal'i tanidi ve ATATURK ekmek pisirerek
    askere goturen ama bu dusmanlar tarafindan tespit edilip askerimizin yerini ogrenmek icin cok iskence goren ama soylemedigi icin ekmek pisirdigi firina atilarak yakilan Nazife Kadini tanidi bu savasta. Bu savasta ATATURK Tacculcalala hanimi tanidi ATATURK ustegmenlerimizi, binbasi hanimlarimizi tanidi, bu savasta Tuggeneral rutbesi verilmesi ongorulen 8 yasindaki, evet yanlis duymadiniz 8 yasindaki Nezahat kizimizi tanidi. Iste Nezahat kizimizin yaninda sehit olan bir erimizin cebinden cikan bir mektubunda annesine soyle yazmis "anne Nezahatle babasinin arasindaki konusmayi duyaydin benim burada niye oldugumu anlardin" demis ve bu arada soyle yazmis" biz Mehmetcik Nezahat'e Turklerin Jan Darki diyoruz" demis. Bu bana aci geldi. Ben Jan Darki ortaokuldan beri taniyordum ama Nezahat'i ancak bu arastirmam da tanidim. Bunun acisini da o mektupla birlikte yasamis oldum. Bu kadinlarimizi ben ATATURK ve Turk Kadini konulu konferansimda anlattigim icin burada sadece adlarini anmadan gecemeyecegimi gordum. Bu arada ATATURK okumus ta yazmaya da vakit bulabilmis. Evet bizler icin bir geometri kitabi yazmis. Ucgen, aci, dikdortgen gibi ve 48 tane geometri teriminin isim babasi bu yazdigi kitapla bizzat Mustafa Kemal'dir.

    Prof. Dr. Ilknur Gunturkun KALIPCI

    *
    2 ...