--spoiler--
hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin.fakat bazıları hep aynı maskeleri kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske.tutumlu kimselerdir bunlar.bir kısmı evlatlarına saklar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya.
***
kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum.unutmam mümkün olsaydı, unutmak sürekli olsaydı, gözlerim kapansaydı da azar azar uykunun ötesine, mutlak hiçliğe gömülebilseydim, varlığımı artık hissedemez olacağım noktaya varsaydım, bir mürekkep damlasında, bir musiki ahenginde ya da renkli bir ışında erir giderdim ve sonunda dalgalar ve şekiller öyle büyürlerdi ki, hissedilemezin içinde silinir, yok olurlardı.o zaman dileğime kavuşurdum.
***
bütün hayatımı bir salkım üzüm gibi avucumda sıkmak istiyorum, suyunu, hayır şarabını, damla damla gölgemin kurumuş boğazına akıtmak istiyorum.kutsal su gibi.ama önce beni bu oda köşesinde tümörler gibi, kanserler gibi yemiş bitirmiş olan dertlerimi kağıda geçirmek istiyorum, çünkü düşüncelerimi daha bir düzene koyardım böylece.yoksa maksadım bir vasiyetname yazmak mı?hayır!çünkü ne malım var kadıya yedirecek, ne dinim var şeytana verecek.hem sonra daha nesine takılıp kalacağım bu dünyanın?hayat denen şeyden el çektim, bıraktım, pekala gitsin elimden.
***
evet, ikinci bir hayat düşüncesi korkutuyor, hasta ediyor beni.hayır, bütün bu öğürtü veren dünyaları,bütün bu iğrenç yüzleri görmeye ihtiyacım yoktu benim.tanrı bir sonradan görme miydi ki dünyalarını ille de göstermek istesin bana?ama ben, ne yalan söyleyeyim, yeni bir dünya gerekiyorsa, duygularım, düşüncelerim uyuşsun, körelsin isterdim.o zaman rahat nefes alır, hasta olmaz, ömrümü bir lingam tapınağında sütunların gölgesinde bir başıma geçirir; gözlerimi güneşten korumaya, insan seslerinin, hayat gürültülerinin, kulaklarımı tırmalamasını önlemeye bakardım.
***
--spoiler--
95 sayfalık bir kitap insanın içini nasıl karartır sorusunun cevabı.
bu kitabı okuduktan sonra sadık hidayetin * intihar etmesine şaşırmıyorsunuz.
daha ilk sayfalardan o nasıl karamsar, o nasıl karanlık, saplantılı düşüncelerdir yarabbim?buna rağmen merak ediyor, bırakamıyorsunuz elinizden kitabı. * kitabın sonunda yazan, arkadaşı bozorg alevi'nin sadık hidayet hakkındaki açıklamaları olmadan anlaşılması çok güç olan kitap.