ortaokuldayken girdiğim ALS sınavında ışıklar'ı kazanıp mülakatı geçen, ama kayıt yaptırmayan, lise bittikten sonrada TSK'ya ve faşist rejime düşman hale gelen, kökünden marksist ve de leninist olan bendenizi askeri okul öğrencileri ile kıyaslamaktadır kendileri.
yani arkadaşım harp okulları önceki puan sistemiyle (y-öss) 340 puanla öğrenci alır, ya da o spektrumla. aobp'si 70-80 aralığında olan ortalama her düz lise öğrencisi diksiyonuda düzgün ise buraya girebilir. benim bitirdiğim bölümün aldığı puanlar ise derecedir (y-öss 369.867 ile girmiştim). ne yapayım ben daha sonraki mülakat aşamalarını, bedensel ve fiziksel test aşamalarını vb.
yani benim görüşüme göre "sürekli ordu" kurumu tıpkı "polis" kurumu gibi toplumun düşman sınıflara bölünmesi nedeniyle ortaya çıkmıştır. askerlik meslek olmaktan daha çok bir yabancılaşmanın ürünüdür. toplum zıt yani karşıt sınıflara bölününce, herkesin silahlanması imkansız hale gelmiş, bu nedenle ordu ve polis denilen özel silahlı müfrezeler oluşmuştur. bu ordu ve polis ise her çağda egemen sınıfın, ezilen sınıfı baskı altında tutmak için kullandığı zor güçleridir. hapishaneler ve diğer eklentilerde bunun maddi uzantılarıdır.
açıkçası sizi sivillerin üstüne çıkaran, her ordunun kendi bürokrasisi, mahkemeleri, yargıtayı (askeri yargıtay mesela), onun devlete ait ağır makinayı meydana getirmesi, sivil olan devlet bölümünden ayırmaz ne yazık ki. sivil bürokrasi de, askeri bürokraside devleti meydana getiren iki ana gövdedir. halk devrimide bu askeri-bürokratik aygıtı parçalayıp yerine farklı bir örgenlik yerleştirecektir.