özellikle avukatların ilgisini çekecek oldukça ilginç bir gazete haberi. haberi okuyunca harbiden de garip bir şaşkınlığa düşüyor insan. haber metni şöyle;
Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan'da yayınladığı basın açıklamasının endişe ve korku yarattığı gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı'na tazminat davası açan Avukat Kemal Vuraldoğan, Ankara Barosu avukatlığı görevinden azledildi.
Avukat Kemal Vuraldoğan yazılı açıklamasında, Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nun 2 Mayıs 2007 tarihli kararıyla, Kasım 2004'ten bu yana yürüttüğü baro vekilliğinden azledildiğini bildirdi. Vuraldoğan, kararda "Baromuz yönetiminin bilgisi ve onayı dışında Genelkurmay'a izafeten Milli Savunma Bakanlığı'na tazminat davası açması, davayı basına bildirmesi suretiyle reklam yasağına aykırı davranması ve bu suretle oluşan güven bunalımı nedeniyle vekalet ilişkisinin feshine, vekilin azline oybirliğiyle karar verildi" ifadesine yer verildiğini belirtti. Kararın avukat bağımsızlığı ile hak arama özgürlüğüne zarar vereceğini belirten Vuraldoğan, "Anayasa madde 36 uyarınca, 'Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir'. Ben de bir vatandaş olarak muhtıra nedeniyle yaşadığım üzüntü, endişe ve korku nedeniyle tazminat davası açtım. Vatandaş Vuraldoğan sıfatıyla dava açmadan önce Ankara Barosu Başkanlığı'nın veya bir başka müvekkilimin onayını alma zorunluluğum bulunmamaktadır" dedi.
Vuraldoğan, baro yönetiminin kararında yer alan "reklam yasağına aykırı" davrandığı yönündeki ifadeyi de eleştirdi. Dava dilekçesinde ya da basın açıklamasında mesleğini açıklamadığını belirten Avukat Vuraldoğan, yaşadıklarını "Türkiye siyasal yaşamındaki muhtıra sayısı ve muhtıralara karşı yargı yoluna başvurulma olasılığı gözetildiğinde, basınla paylaştığım dava dilekçesi nedeniyle iş elde etmemin mümkün olmadığı, açıklamama konu, olayda olduğu gibi aksine, mevcut işleri kaybetme olasılığının daha yüksek olduğu görülecektir" diye özetledi. Hak aradığı için görevinden azledildiğini ifade eden Vuraldoğan, baro yönetiminin kararıyla, avukatlık mesleğinin bağımsızlığının zedelendiğini savundu.