duvar

entry152 galeri video3
    100.
  1. "insanlara yukarıdan bakmak gerek. ışığı söndürüp pencereye geçiyordum. yukarıdan birisinin onları gözleyeceğini akıllarına bile getirmiyorlardı. önden görünüşlerine dikkat ederler, bazı da arkadan görünüşlerine, ama bütün gösterileri bir yetmişlik seyirciler için hesaplanmıştır. zaten kim kalkarda bir melon şapkanın altıncı kattan görünüşünü düşünür? omuzlarını ve kafalarını canlı renkler, göz alıcı kumaşlarla savunmayı bir yana koyarlar. insanoğlunun bu büyük düşmanıyla savaşmayı bilmezler: kuşbakışı görünüşle. eğiliyordum ve gülmeye başlıyordum. o kadar gurur duydukları eşsiz benzersiz şu "ayakta olma durumu" neredeydi şimdi? kaldırıma yapışmış eziliyorlardı; yarı sürüngen iki uzun bacak omuzlarının altından çıkı çıkıveriyordu.
    altıncı katın balkonunda: ben bütün hayatımı burada geçirmeliydim. ahlaki üstünlükleri maddi simgelerle pekiştirmeli, yoksa yıkılıp giderler. öyleyse, kesinkes, insanlar üzerindeki üstünlüğüm nedir benim? bir konum üstünlüğünden başka bir şey değil. içimdeki insanoğlunun üstünde yer almışım ve seyrediyorum onu. işte bunun için notre-dame' ın kulelerini, eiffel kulesi'nin sahanlığını, sacre-coeur' ü, delambre sokağı' ndaki altıncı katımı seviyorum. bunlar eşsiz simgeler.
    bazı bazı sokağa inmek gerekiyordu; sözgelişi işe gitmek için. boğuluyordum. insanlarla düzayak bir yerde birlikte olunca onları karınca yerine koymak çok güçtür. değerler. bir kez, sokakta ölmüş bir herif gördüm. yüzükoyun düşmüştü. arkaüstü çevirdiler, yüzü kanıyordu. açık gözlerini de, solgun benzini de, kanı da gördüm. kendi kendime , "bir şey değil, yeni boyanmış bir resimden daha fazla heyecan verici değil. burnunu kırmızıya boyamışlar işte, o kadar" diyordum. ama beni bacaklarımdan ve ensemden yakalayan pis bir ağrı duydum, bayıldım. bir eczaneye götürdüler, omuzlarıma vurdular, alkol içirdiler. onları öldürecektim neredeyse.
    onların benim düşmanım olduklarını biliyordum, ama onlar bunu bilmiyorlardı. birbirlerini seviyor ve dayanışma içinde yaşıyorlardı; bana gelince, gerektiği yerde yardım eli uzatacaklardı; çünkü kendi hemcinsleri olduğuma inanıyorlardı. ama gerçeğin en küçük yanını bilselerdi beni döverlerdi.."
    jean paul sartre- duvar- herostratos
    0 ...