vatani görevini yerine getirsin diye gönderdiğiniz evladınızın naaşının evinize gelmesidir. size göre ucube, o insanlara göre ibadet ettikleri yerde evladınızla bir daha görüşmemek üzere vedalaşmaktır ağlatan çaresizlik. her şeye rağmen "vatan sağolsun" diyebilmektir.
evladınız askerdeyken, her gece gözyaşları içinde "allah'ım koru askerlerimizi, yalnız benim yavrumu değil, cemil cümlenin evladını koru" diye dua eden annenin içinde bulunduğu durumdur ağlatan çaresizlik. her sabah yeni bir şehit haberine, yeni bir yaslı güne uyanma korkusudur.
şehit babasının cenazede çekilen fotoğrafıdır ağlatan çaresizlik.
yaralı askerin, sırtındaki yarası ile evine otobüsle ayağında terlikle gönderilmesidir ağlatan çaresizlik.
askerlik çağı gelen kardeşinizin gözünün içine bakarken, sırf sizin cepleriniz iyice dolsun diye o gencecik bedenin ölme tehlikesini düşünmektir ağlatan çaresizlik.
tüm bunlar olurken pişkin pişkin çıkıp konuşmalarınızı dinlemek, "allah belanızı versin" demekten başka bir şey yapamamaktır ağlatan çaresizlik.
ağlayın emine hanım, ama önce kendinize ağlayın. siz de bir annesiniz.