Gece çişe kalkıp, kalkmışken ve hazır herkes uyuyorken balkondan yoldan geçen arabalara mandal fırlatmak, tükürmek vs.
toprağı kazıp yer altından çok eski plastik poşetler çıkarıp kendini arkeolog sanmak.
Bir de mimarimiz vardı tabii... Toprağa garip su yolları kazar, sonra evden getirdiğim suyla doldururdum. Köprü bile yapardım lan. Vay anasını...
Okula giderken mutlu olmak.
evden para çalıp internet kafeye gitmek, gta vice city oynamak.
daha var da aklıma gelmiyor lan. ama allah bu başlığı açandan razı olsun. güldüm lan. kahkahayla güldüm. mutlu oldum, çocukluğumu hatırladım. vay be...
düzenleme: babam küçükken bana demir yüz bin lira verirdi. marketten bir sürü şey alırdım o parayla.
hacı bi' de sabah keyfim vardı ki sorma lan. günlerden pazar. sonbaharın sonları, kışa yaklaşıyoruz. ben de oturma odasına yatıyorum. annem ev havalansın diye açmış camları, ben iyice yumulmuşum yorgana ve televizyonda Buggs Bunny var. sonra annem camları kapatıyor ve babamın hazırladığı kovasını getirdiği soba yakılıyor. içeriyi huzur kadar sıcak bir hava kaplıyor. tam o sırada buggs bunny bitiyor ve tom ve jerry başlıyor... Ah ulan, ah!
bir düzenleme daha: önceden jetix diye bir kanal vardı kablo tv'de. en sevdiğim çizgi filmler de "What's with Andy" ile "Life with Louie" idi. ikinci yazdığım daha bir hoştu. okuldan gelip bunları izlerdim sürekli... Tabii Bayblade çılgınlığını unutmamak gerek. Saat 16.00'da yayınlanırdı ATV'de. O saatte dışarıda bir tek çocuk olmazdı. Hepimiz onu izler, çizgi film bitince de kapar bayblade'lerimizi dışarı fırlardık. Takımlarımız bile vardı, turnuvalar yapardık. Şeritlerimiz kopardı sürekli, 25 kuruşa(250 bin o zamanlar) gider yenisini alırdık. bir de 500 binlikler vardı, normalin 2 katı uzunluktaydı onlar. Işıklı bayblade'im vardı benim. Hatta babam bana uzaktan kumandalı bayblade almıştı. Ne hava atardım arkadaşlarıma onunla... Hey gidi günler...