köpeğinin ölümü

entry5 galeri
    1.
  1. Kaybedeceğin hiç bir şeyin kalmadığı andır...
    Öylece kalıyorsun. O çok eski bir palto gibi bırakıp gidiyor kendisini, bedenini... Sen bakıyorsun. Bir an önce nefes alan, bir an önce seni tanıyan; ama şimdi bambaşka bir boyuta geçtiğini varsaydığın o tüy ve et yığınına. Önce acımıyor. Algılayamadığın için... Sonra acımaya başlıyor. Tırmanıyor. Bitmeyecek sanıyorsun. Haklısın, bitmiyor. O gözler söndüğünde sende de bir şeyler sönüyor, evet, hep sönük kalacak artık, o şey her neyse... Acıyor acıyor acıyor, taa ki acıdan uyuşuncaya dek. Sonra acımamaya başlıyor ki bu daha fena; acıyı yeğler oluyorsun....
    Önce koku hafızandan gidiyor. Sonra ellerin unutuyor, doku gidiyor. En son renk gidiyor, en son ışıltı. Renk de gittiğinde; o artık "anı" olmaktan çıkıyor. Acı bitiyor. O kadar "sen" oluyor ki, acımasına gerek yok artık, acıyacak yerin kalmıyor. O senin kendi hüznün oluyor. O sen oluyorsun. Onun ölümünden nice zaman sonra, onunla "şimdi" ölüyorsun. Onunla bütün şimdilerde ölüyorsun!
    Her şeyin, acının, hüzünün bittiği an o an: Bir çift (neden böyle olduğunu anlamayan ve sana bunu sora sora kapanan) gözde ölüyorsun.
    işte yeni bir acıya hazır olduğun andır o an.
    Kaybedeceğin hiç bir şeyin kalmadığı andır.
    0 ...