asıl köklerini satuk buğra han, gazneli mahmud, hoca ahmed yesevi gibi muhteremlerden alan ama maalesef nihal atsız-alparslan türkeş mücadelesi ile çizgileri ayrılan, muhsin yazıcıoğlu ile bir nebze olsun esas gayesine döndürülmeye çalışılmış harekettir. türklük ile islam arasındaki ilişkiyi türkeş kevser kasesi benzetmesiyle açıklar, atsız islam'ın türklüğü zedelediğini savunur. atsız çizgisi büyük oranda geçerliğini yitirmekle birlikte dönemin siyasi dengeleri gereği türkeş de partisini son zamanlarında islam çizgisine mesafe koyarak yaşatmaya çalışmıştır. zamanla hareket, gladyo-mayfa-derin devlet gibi illegal yapılarla birlikte anılmış; harekete gönül verenler, art niyetlilerin milli hislerini kötüye kullanmaları sonucu eziyet çekmiş, katil-militan yaftaları yemiş ve halkın gözünde itibarsızlaştırılmıştır. ne yazık ki aleyhte gayelerde kullanılmakla birlikte kendilerini bu girdaba çekenlere karşı pek de uyanık davranamamışlar; halen mevcut biat kültürü nedeniyle bir türlü titreyip kendilerine gelememektedirler. ülkücü hareketi anlamak ve hakkını vererek icra etmek ziya gökalpler, mehmet akifler, seyid ahmed arvasiler, erol güngörler okumakla ve anlamakla mümkün olacağı gerçeği es geçilmektedir.
