ebu dücane

entry1 galeri
    1.
  1. Bilhassa Uhud'da göstermiş olduğu kahramanlığı islâm tarihinde dillere destan olmuştur. Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından iltifât-ı Nebeviyye mazhar olmuştur.

    Resûlullah (s.a.v.) efendimizin bütün gazâlarına iştirak etmiş ve canını Resûlullah ve din-i islâm için hiçe saymış, edip, şecaatli ve kahraman bir zât idi. künyesi Ebû Dücâne'dir (r.a.). islâm tarihinde bu lâkab ile anılmıştır.

    Uhud Savaşında müşriklerin azılılarından Âsım bin Ebî Avf, kudurmuş bir canavar gibi müslümanlara saldırıyor, bir taraftan da:

    " Ey Kureyş cemaati! Akrabalık haklarını gözetmeyen, kavminizi bölen Muhammed'le (s.a.v.) çarpışmaktan geri durmayınız. Eğer Muhammed (s.a.v.) kurtulursa ben kurtulmayayım. "

    diye bağırarak Kureyş kâfirlerini harbe teşvik ediyordu. Ebû Dücâne hazretleri bu azılı kâfirin susturulması icab ettiğini anlamış ve çarpışa çarpışa ona yaklaşıp, bu islâm düşmanını öldürerek gerekli cezasını vermişti. Ebû Dücâne hazretleri bununla meşgulken müşriklerden Mâbed bin Vehb, Ebû Dücâne'ye (r.a.) müthiş bir kılıç darbesi indirmiş, Ebû Dücâne hazretleri çok seri bir halde yere çökerek bu öldürücü darbeden kurtulmuştu. Hemen sonra acele kalkıp hücum ederek, Mâbed'i yaralamış, fakat ölmemişti. Bu sırada Mâbed bir çukura düşmüş, Ebû Dücâne hazretleri de onun üzerine atlayıp başını kesip kâfirlere doğru fırlatmıştı. Bu hal, Kureyş kâfirlerinin zaten bozulmuş olan morallerini daha da bozmağa sebep olmuştu.

    Ebû Dücâne (r.a.) Bedir günü başına kırmızı renkte bir sarık bağlamıştı. Katılmış olduğu bütün harblerde bu kırmızı sarığı sarardı. Bu, Allahü teâlâ ve Resûlullah için canını vermeğe hazır bir fedâî olduğu mânâsını taşırdı: Ebû Dücâne hazretlerinin kahramanlığının en güzel misâli ve Resûlullaha (s.a.v.) ne derece bağlı olduğu, Uhud gazâsında görüldü.

    Bu gazâda göstermiş olduğu kahramanlıklarla herkesi hayran bıraktı. Uhud Harbi'nin kızıştığı sırada Peygamberimiz (s.a.v.) elinde tuttuğu ve üzerinde " Korkaklıkta ar ilerlemekte şeref ve itibar var. insan korkmakla kaderden kurtulmaz " beyti yazılı kılıcını göstererek " Bu kılıcı benden kim alır? " buyurdular.

    Eshâb-ı kirâmdan bir çokları " Ben, ben, ben " diye almak için ellerini uzattılar. Peygamberimiz tekrar " Bunun hakkını vermek üzere kim alır? " deyince Eshâb-ı kirâm sustular ve geri durdular. Kılıcı hararetle isteyenlerden Zübeyr bin Avvâm (r.a.) " Ben alırım, Yâ Resûlallah " dedi. Peygamberimiz kılıcı Hz. Zübeyr'e vermedi. Hz. Ebû Bekir, Ömer, Ali'nin (r.anhüm) istekleri de Peygamberimiz tarafından kabul edilmedi.

    Ebû Dücâne (r.a.) " Yâ Resûlallah bu kılıcın hakkı nedir? " diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.) " Onun hakkı eğilip bükülünceye kadar, onu düşmana vurmaktır. Onun hakkı müslüman öldürmemen, onunla kâfirlerin önünden kaçmamandır. Onunla Allahü teâlâ sana zafer yahud şehîdlik nasib edinceye kadar Allah yolunda çarpışmandır " buyurdu. Ebû Dücâne (r.a.) " Yâ Resûlallah ben onun hakkını yerine getirmek üzere alıyorum " dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) elindeki kılıcı ona teslim etti.

    Ebû Dücâne (r.a.), çok cesaretli, kahraman olduğu haldâ harp meydanlarında çok kurnaz davranır, " Harp hiledir " hadîs-i şerîfine tam ittibâ ederdi (uyardı). Ebû Dücâne (r.a.) kılıcı alınca başına kırmızı sarığını sararak, elinde Peygamber efendimizin verdiği kılıç olduğu halde harp meydanına doğru çalımlı ve gururlu bir şekilde yürümeye başladı. Bu sırada şu beyti okuyordu:

    " Hurmalıkların yanındaki dağ eteğinde bulunduğumuz sırada dostumla (Hz. Peygamberle); hiçbir zaman harb saflarının gerisinde kalmamak üzere andlaştım. (Düşmanlara) Allah ve Resûlünün kılıcıyla vururum. "

    Ebû Dücâne hazretlerinin bu şekilde yürümesi Eshâb-ı kirâm arasında pek hoş karşılanmadı. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.), " Bu bir yürüyüştür ki, bu yerler (harp meydanları) dışında Allahü teâlânın gadabına sebeptir. " buyurarak yalnız düşmana karşı çalımlı yürümenin caiz olduğunu (izin verildiğini) beyan ettiler.

    Harbe başladıktan sonra iyice kızıştığı sırada muhacirînden Zübeyr bin Avvam (r.a.) kılıcın kendisine verilmemesinden dolayı üzgün idi. Kendi kendine " Ben Resûlullahtan (s.a.v.) kılıcı istedim. Onu bana vermedi, Ebû Dücâne'ye (r.a.) verdi. Halbuki ben halası Safiyye'nin oğluyum. Üstelik de Kureyşli'yim. Halbuki önce ben istemiştim. Gidip bakayım Ebû Dücâne (r.a.) benden fazla ne yapacak? " dedi. Daha sonra Ebû Dücâne'yi (r.a.) takibe başladı.

    Ebû Dücâne hazretleri yukarıda zikredilen beytleri okuyor, müşriklerden kime rastlarsa, onu vurup öldürüyordu. Müşriklerin en azılılarından iri cüsseli Ebû Zûl-Kerş her tarafı zırhlarla kaplı sadece gözleri görünüyordu. Ebû Dücâne hazretleri ile karşı karşıya geldi. Kâfir " Ben Ebû Zül-Kerş'im " diye bağırıyordu. Bu isim kendisine uzun boyuna rağmen büyük göbeğinden dolayı verilmişti. Evvela kendisi Ebû Dücâne hazretlerine hücum etti. Ebû Dücâne (r.a.) onun darbesinden kalkanıyla korundu. Ebû Zül-Kerş'in kılıcı Ebû Dücâne hazretlerinin kalkanına gömüldü. Kılıcına asıldı fakat çıkaramadı. Sıra Ebû Dücâne hazretlerine gelmişti. Bir kılıç darbesiyle omuzundan, tâ uyluklarına kadar ikiye biçti.

    Bundan sonra Ebû Dücâne (r.a.) her önüne çıkan kâfiri devirerek dağın eteğinde defleriyle müşrikleri kışkırtan kadınların yanına geldi. Ebû Dücâne buyuruyor ki: " Uzakdan bir kadın gördüm ki, müşriklere son derece kızıyor ve harbe teşvik ediyordu. Üzerine yürüdüm etrafından imdat istedi, bağırmağa başladı. Onun bir kadın olduğunu görünce Resûlullahın kılıcının şerefini gözettim ve O'nu kadına vurmadım. Halbuki bu kadın 'Hind' idi. "

    Zübeyr bin Avvâm gördü ki, Ebû Dücâne (r.a.) her yere yetişiyor, fakat kılıcını kaldırdığı halde Ebû Süfyân'ın karısı Hind'i öldürmekden vaz geçti. Kendi kendine " Kılıcın kime verileceğini Allah ve Resûlü benden daha iyi bilir. " diye söylendi. " Vallahi ben onun çarpışmasından daha üstün çarpışan vuruşan bir kimse görmedim. " buyurdu. Ebû Dücâne'nin (r.a.) yanına yardı. " Yaptığın her şeyi gördüm. Kadına kılıcını kaldırıp sonra vurmaktan vaz geçtiğini de gördüm " dedi. Ebû Dücâne (r.a.), " Resûlullah'ın (s.a.v.) kılıcına hürmet ettim ve onu kadın kanına bulaştırmadım. " diye cevap verdi.

    http://ulu.li/u8z2jb
    0 ...