şenlik alanında, bir günün sonunda artan etlerin, yemeklerin öteki gün ısıtılıp satıldığı bazı yerleri, köşe başlarında paketlenmiş erik ve ay çekirdeği satan civar köylerden geldiklerini düşündüğüm alakasız ve kazıkçı (en düşük kalite eriklerin kilosunu 6 ytl'ye satıyorlardı) nine, amca ve teyzeleri (hepsinin elinde sigara, ne hikmetse), amfi tiyatronun etrafında yerlere atılmış yenmemiş, yarım bırakılmış köfte ekmekleri ve çöpleri saymazsak; gereksiz gürültü yaratan hoparlörleri dahil etmezsek (aynı anda iki konser varken, bir de lunaparkçı ve yemekçilerin baslarını dinlemek zorunda kaldık) güzeldi.
şenlik alanından uzak, eğitimin arkasına sokuşturulmuş ve şenlikçi olmayan pideci - kebapçılardan beslenilip, içecekler de sürekli çalışan büfelerden alındığında ne sağlığınız, ne de cebiniz rahatsız olabiliyordu.
tabi roker liseli kızlar, kız görmeye gelen yurdum gençleri, anneler, babalar, bebekler derken halk panayırı halini alan şenlikte bol bol satarak zengin olmasını iyi bildi sevgili şenlikçi satıcılar.
unutmadan, içki içilmesinin dahi yasak olduğu bir kampüsten bahsediyoruz. komedinin alası.