hayatlar vardır, anne rahminden bu dünyaya çıkmayla başlamayan. başlayamayan. hayatlar vardır, bir türlü neye, nereden başlayacağını bilemeyen. ve her seferinde ısınma turları esnasında sakatlanıp da hayat denen maça başlayamayan hayatlar.
hayatım var benim. bunca yıldır kimseye nasip olmayacak şenlikte yaşanan.. başlayıp biten, bitip başlayan. yüz yıla sığmayacak, yüz satırda anlatılmayacak bir hayatım. soluk soluğa, sıfır pişmanlıkla, dişe diş, kana kan, tere kor, kora köz.. tene ten cana can. bugünse tam ortadan yarılan.. hiç yaşanmamışçasına sonlanan.
ısınmıyor kanım. ısınmıyor bedenim. ben, üşüyorum. avuçlarıma üflüyorum nefesimden. ve bir yazı arıyorum hayatımın geleceğinde. çok güzel gülen bir perinin gamzesinde yazılı olan o hayali "start" yazısını göremiyorum. göremediğim için de bir türlü başlayamıyorum. hayata.
benimkisi hayat denen koşu bandında koşmak. benimkisi mükemmel bir tekrar. benimkisi muhteşem bir kayıtsızlık. benimkisi...
öylece debelenip duruyorum. inançlarım birbir yok olurken insanlığıma suni tenefüs yapacak hiç kimse yok. inançlarım bir bir yok olurken kendi kulağıma fısıldıyorum, "büyümek bu olsa gerek!"
kendimi kendi ellerimden tutup da götürüyorum sinemalara yeni gelen filmlere.
konserlerde iki kişilik bilet alıyorum. kitapların altını çizmiyorum artık. üstünü karalıyorum.
ben, ölüyorum. fizyolojik bir ölüm değil bu. ruhsal! ruhu nasır tutmuş tüm insanlara küfür etmiş bu adam topyekün nasıra kesmiş.
kim kaldırabilir bu ölümü benden başka, onu da bilmiyorum.
bilmediğim için de başlayamıyorum.
sakallarım çeneme batarken, ben, elleri ceplerinde koca bir bebek olarak işe gidiyorum. para kazanıp harcıyorum. orgazmlar yaşıyorum. sevişiyorum. öpüyorum. ısırıyorum. koparmak için.
kopmuyor. olmuyor.
insanlığım can çekişiyor. enseme bir dövme düşünüyorum. hayatımı özetlemesi için. dört harften oluşan bu kelimeyi sadece size söylüyorum. yaklaşın iyice. çünkü çığlık çığlığa söylesem de çıkmıyor sesim;