ohrid

entry32 galeri
    16.
  1. Ohrid,oldukça geniş bir göl etrafında kurulmuş,dağlık ve eski bir yerleşim birimi.Hatta çok çok eski.Bölgede yüzlerce antik kilise ve birkaç kale var.10 kişiye 1 kilise düşüyor neredeyse,zamanında kimse de 'aga bu nedir?' dememiş olacak, şuan kiliseler bomboş, herkes sahillerde.
    Ohrid'in girişindeki bir duvarda kocaman bir 'ÇARŞI' yazısı görüyorum ama zamanında fotoğraf makinesine davranamadığım için kaçırıyorum.Şehri içinde barındıran surlardan girip pansiyonumuzu buluyoruz.Pansiyonun sahibesi oldukça yardımsever ve çok iyi bir ingilizcesi var. Yerleşip merkeze iniyoruz. Turist sayısı fazla, sahil şeridi boyunca yüzmeye gidenler, barlara, kafelere takılanlar var, yemek yapmak için alışverişe gidiyoruz,marketten bir şeyler aldıktan sonra yağmura yakalanıyoruz. Çok ağır bir yağmur bu,bir türlü dinmek bilmiyor, biz de bir Balkan klasiği olan börekçiyi bulup ayaküstü bir şeyler yiyoruz.

    Ertesi gün yine aynı saatlerde yine çok fena bastırıyor yağmur.Bu sefer çarşıdayız, herkes bir anda pasajlara,dükkanlara sığınıyor. Yağmurun dinmesi 15-20 dakikayı buluyor. Ben bu sırada Makedonya forması arıyorum ama bir türlü bulamıyorum,Puma'da da yok.En sonunda bir pasajda formalara rastlıyorum, hatta Fenerbahçe ve Galatasaray formaları da mevcut,formanın üstünde 700 dinar yazıyor, 'indirim yapıyor musunuz peki, 600 falan?' diyorum,hemen kabul ediyorlar.Makedonların bu yönünü seviyorum,pazarlık konusunda katı değiller.(Makedon sana söylüyorum,Arnavut sen anla) Çarşı içindeki dükkanlardaki çalışanların çoğu Türkçe biliyor.Hatta çoğu Türk kökenli.Türkiye'deki kadınların aksine bu genç kadınlar uzun boylu ve sarışın,ayrıca Türkçe bilen Boşnak ve Arnavutlar da var çarşıda.
    Bir sonraki ve Ohrid'deki son günümüzde pansiyonumuzun üst kısmında bulunan kaleyi ziyaret ediyoruz. Czar Samuel Kalesi olarak geçiyor.ormanın içinden güzel bir tırmanış oluyor, kalenin girişinde üstünde Makedonya bayrağı olan bir tişörtle,Alexander the Macedonian yazan başka bir tişört alıyorum.Kale yüksek ve ağaçlık bir alanda kurulmuş, surlarda gezerken 'Ulan Samuel,nasıl kaptırdın kaleyi Bizanslılara anlamıyorum.' diyorum. Uykuda mı yakalandılar artık nedir.Neyse, fethedilmiş kalenin hesabını yapacak değiliz,kaleyi gördükten sonra Ohrid'den ayrılıyoruz.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük