söykü dergisi sayı 10 temasız

entry37 galeri
    32.
  1. trambolinde zıplamak | phoenixs ashes

    Eskilere götüren bir öykü daha, dirsekleri ve dizleri kabuk bağlamışların anlayabileceği bir türden. Duru bir anlatım ve içinde bol miktarda hüzün barındıran cümlelerle.

    Geçmiş hüzündür, geçmiş hazandır.
    '…sohbet ettik diyemeyeceğim çünkü bir sohbet yoktu aramızda. diğer ben sessizliği seviyordu. bir sonbahar hüzünlendirir beni sanırdım. - burada ki hüznün anlamı benim için mutluluktur.-'

    Düş inşa edilir düş üstüne;
    '…köy yerinde çatılar vazgeçilmezleridir çocukların. teker teker çıkarılır oyuncaklar, kilimler. adeta küçük bir ev inşa edilir ev üstüne…'

    Yerini: ‘kapat şu bilgisayarı’ na bırakan serzenişler.
    '…ezan vakti beş dakika daha dışarıda kalma mücadelesi verilir, annenin seslenişine karışan serzeniştine….'

    90 larla olan hesaplaşmamız işte burada;
    '… topraksız kalan suyun da, susuz kalan toprağında başlı başına bir işe yaradığını bildiğim çağımda onları ayrılmaz bir bütün olarak düşünmek istedim. o zamanlarda dizlerimizde kabuk tutsun diye beklediğimiz, tuttuğunda koparılan, koparıldığında da geçmek bilmeyen yaralar unutulmuş, onun yerini bugün yar'a dönüşmüş yaralar almıştı…'

    Bu cümle beni çok hüzünlendirdi, kimi zaman acıyı özler insan, işte öyle bir şey;
    '…minderin yumuşaklığından ziyade bir sertlik hissettim. dizim de o tarifsiz sızı. bu acıyı nasıl da özlemişim…'

    Yazara içten bir eyvallah derken öykünün sonundaki linkin açılmadığınıda bildirmek isterim.
    0 ...