kolombiya'dan kıvırcık sarı saçlarıyla meşhur Carlos Valderrama'nın , ve sonradan beşiktaşta göreceğimiz oscar cordoba'nın, real madrid ve napoli gibi takımlarda top koşturmuş Freddy Rincon'un; romanya'dan daha sonra erzurumspor'da göreceğimiz ve başarılı bir turnuva geçiren Florin Prunea'nın *, senelerce chelsea için ter döken dan petrescu'nun, real madrid, brescia ve barcelona'da oynayan Gheorghe Hagi ve Galatasaray'dan kankası Gheorghe Popescu'nun; isviçre'den bu turnuvadan sonra adını çok duyacağımız ve şu anda 40 yaşında olan Ciriaco Sforza'nın, borussia dortmund'un unutulmazlarından Stephane Chapuisat'ın ve performansıyla göz doldurup italya'ya transfer olan marco pascolo'nun; abd'den uzun saçlı lavuk tipli alexi lalas'ın, turnuva'dan 1 sene sonra galatasaray'a transfer olacak Brad Friedel'in, brezilya'dan ünlü kaptan rai'nin, efsane romario ve dünya kupası oynanırken yeni bebeği doğan bebeto'nun, şu an teknik direktörlük yapan dunga'nın; kamerun'dan deportivo la coruna ile bütünleşen ve 40 yaşında futbolu bırakan Jacques Songo'o'nun, o zamanlar daha bir kamerun takımında top koşturan Rigobert Song'un; rusya'dan chelsea'nin 7 sene kalesini koruyacak olan Dmitri Kharinenin, dünya kupası'nda bir maçta beş gol atıp sonra yatan ve altın ayakkabıyı alan oleg salenko'nun; isveç'ten performansıyla unutulmazlar arasına giren kaleci Thomas Ravelli'nin, patrik andersson ile defansta müthiç bir ikili oluşturan Joachim Björklund'un, kupadaki güzel performansıyla arsenal'e transfer olan Stefan Schwarz'ın, bu kupa ile isveç'te efsaneleşmeye başlayan Henrik Larsson'un, bolivia'dan isimsiz kahramanların *; almanya'dan beşiktaşlı stefan kuntz'un, ünlü defans oyuncusu Lothar Matthaus'un, orta sahada müthiş işler yapan thomas hassler'in, kariyeri boyunca adı galatasaray ile geçen ancak bir türlü transfer edilemeyen Stefan Effenberg'in, şu an teknik direktörlük yapan Rudi Völler ve Thomas Berthold'un, o yıllarda herkesin dilinde dolaşan Jürgen Klinsmann'ın ; ispanya'dan adıyla kalbimize taht kuran Andoni Zubizarreta'nın, barca'nın teknik direktörlüğünü yapan Josep Guardiola'nın, herkesin real madrid'den tanıdığı ve yıllarını real'e vermiş Fernando Hierro'nun; arjantin'den Claudio Caniggia reyisin, Diego Simeone'nin, fiorentina'yla özdeşleşen Gabriel Batistuta'nın, fenerbahçe'ye transfer olacak Ariel Ortega'nın, doping skandalıyla turnuvanın ortasında evine gönderilen efsane Diego Maradona'nın; bulgaristan'dan barça'nın forveti ve turnuvanın yıldızı Hristo Stoichkov'un, beşiktaş'a transfer olacak Zlatko Yankov ve Yordan Letchkov'un; yunanistan'dan ümlü golcü Nikos Machlas'ın; nijerya'dan fenerbahçeli Uche Okechukwu' ve Jay-Jay Okocha'nın, cm'nin ünlü dmc'lerinden Sunday Oliseh'in; italya'dan ünlü kaleci Gianluca Pagliuca'nın, ünlü golcü ve dünya kupası'na kaçırdığı penaltıyla damgasını vuran Roberto Baggio'nun, kaptan franco baresi'nin, yıllarını futbola veren Paolo Maldini'nin, juventus deyince akla gelen ilk isimlerden olan Antonio Conte'nin; meksika'dan rengarenk bir kaleci olan ve sadece 173 cm boyunda olan Jorge Campos'un; norveç'ten uzun seneler liverpool'da oyanayan Stig Inge Bjornebye'nin, adı durmadan türk takımlarıyla geçen Kjetil Rekdal'ın, gelecek sezonlarda manchester united'ta oynayacak Henning Berg'in, nükleer denemeler yaptığı gerekçesiyle fransa'yı protesto eden lars bohinen'in; irlanda'dan manchester united'ın meşhur kepçe kulaklı defansı Denis Irwin'in, manchester united'ın kaptanı roy keane'in; belçika'dan psv ile adı turnuvadan sonra bütünleşen luc nilis'in, şifo mehmet'in benzetildiği Enzo Scifo'nun; fas'yan defanstaki başarısıyle Noureddine Naybet'in, turnuvada fas adına çok güzel işler ortaya koyan Mustapha Hadji'nin; hollanda'dan galatasaray'da forma giyen Frank de Boer ve galatasaray'ın teknik direktörlüğünü yapan Frank Rijkaard'in, frikikleriyle unutulmaz defans oyuncusu Ronald Koeman'ın; ve kendi kalesine gol atması sebebiyle evlenmeden 1 ay önce öldürülen andres escobar'ın unutulmayacağı turnuvadır.