venedik

entry152 galeri
    76.
  1. öncelikle ingilizcesi venice, fakat italyancası venezia’dır. Bu nedenle, venezia kelimesini duyunca şaşırmayınız. Venedik’e vaporettoyla gidebilirsiniz. Eğer böyle yaparsanız ilk göreceğiniz binalardan biri eski venedik hapishanesi olacaktır. Söylentilere göre eski çapkın casanova bu hapishanede yatmıştır, fakat aşığı olan kadınlar onu bir yolunu bulup zindandan kurtarmıştır.

    Venedikte diğer ilgi çekici yerler kesinlikle st. Marco katedrali ve meydanı, dükler sarayı ve rialto köprüsüdür. St. Marco meydanında yemek yemenizi tavsiye ederim. O atmosfer gerçekten güzel. Yalnız katedralin yakınındaki cafeler çok pahalı. Özellikle canlı müzik olan kafelere sakın oturmayın. Müzik parası da alıyorlar. Canlı müzik olmayan kafelere de zaten müzik sesi geliyor. Yemek yemeyecekseniz 10 euroya bu aralar italyanın tüm şehirlerinde çok meşhur olan turuncu renkli hafif kokteylden (spirit) içebilirsin. Bunun bir tatlı, bir de acı olanı var. Ben tatlısından içtim. Acı spirit dediklerinin içinde limon varmış.

    Burada bir de hard rock cafe var. Ama şimdi tam tarif edemiyorum. Çünkü kaybolmaya karar verdiğimiz, yani rastgele yürüdüğümüz bir anda karşımıza çıktı. St. Marco’ya çok uzak değildi. Sora sora bulabilirsiniz bence. Bu hard rock cafeye çok yakın bir de sanat galerisi var. gallerie del accademia. Çok büyük ve güzel bir galeri. Sanata ilgi duyuyorsanız tavsiye ederim. Bu arada venedikte ulaşım çok pahalı. Hard rock cafe rialto köprüsüne çok uzaktı. Bu nedenle vaporettoya binelim dedik. Kişi başı 7 euro ödedik. Aslında ben yalnız olsam hiçbirşey ödemeden binerdim ama neyse. Yani vaporettolarda gördüğüm kadarıyla pek bir bilet kontrolü yoktu. Ama gizli kamera falan olabilir. Siz yine de bilet alın bence. Yoksa casanovanın hapishanesine düşebilirsiniz.

    Venedik çok dar ve labirent gibi sokaklara sahip. Ama benim gibi yer yön duygusu zayıf birinin bile orada kaybolması çok zor. Çünkü venedik sokaklarında kafanızı kaldırdığınız her yerde per st. Marco ya da per rialto yazan ok işaretlerinin bulunduğu tabelalara rastlıyorsunuz. Bu yüzden venedik’i çok sevdim. Bu arada rialto venedik’in en büyük köprüsü. O yüzden bu kadar gündemde. Yani herkes yerini yönünü st. Marco ve rialtoya göre tayin ediyor.

    Gelmişken kanalda bir gondol turu yapmanızı da tavsiye ederim. Biz gondolda 5 kişiydik. Kişi başı 25 euro ödedik. Tabi sevgilinizle baş başa olacaksanız bu tur size pahalıya patlayabilir. Gondol turunda bir şişe beyaz şarap da ikram ediyorlar. Ayrıca isterseniz tur boyunca size italyanca şarkılar söyleyecek adamlardan da kiralayabilirsiniz. Biz kiralamadık fakat diğer gondollardakiler kiralamıştı, biz de onlar sayesinde dinlemiş olduk. Yani her zaman ki gibi müziği bedavaya getirmeyi başardım. Gondolcumuzun esmer, yeşil gözlü olmasını umuyordum fakat italyandan çok rus ya da yunanlı gibiydi. Bildiğimiz kıvanç tatlıtuğ’un italyan versiyonu bizi kanallarda dolaştırdı. Çok da sıcak kanlıydı. Arkadaşlarımın resimlerini çekerken o da gülümseyerek bol bol poz verdi. Türk olduğumuzu duysa yine gülümser miydi merak ediyorum doğrusu. Gondola binerseniz dikkatli olun, sakın hareket ettikten sonra yer değiştirmeye kalkmayın. Çok hassas bir taşıt. Her sene bir çok turist kanala düşüyormuş haberiniz olsun. Bu gondol gezisinde beni gülümseten bir başka şey de yol üstündeki bazı köprülerin çok alçak oluşu nedeniyle normalde ayakta kürek çeken gondolcuların eğilmek zorunda kalması. Çünkü eğilmeseler direk köprüye çarpacaklar. Ama bu köprüler bir yandan da avantajlı. Çünkü geleneğe göre bu alçak köprülerin altından geçen sevgililerin öpüşme zorunluluğu varmış. Merak etmeyin köprüler herşeyi kamufle ediyor. Yani öpüşmeye çok müsaitler. Eğer yanınızda sevgiliniz yoksa insanın içi burkuluyor desem yeridir. Bir de burada gondolların rengi standart siyah. Bu benim çok ilgimi çekti ve yanımdakilere “ne iş?” diye sordum. Haksız rekabeti önlemek için böyle yapmışlar. Ama bir gondol festivali varmış. Bu festivalde ne kadar renkli gondol varsa hepsi piyasaya çıkıyormuş. Neyse, renkleri siyah olsa da eğlendik biz.

    Son olarak st. Marco’dan rialto’ya kadar olan yol boyunca bir çok dükkan var, ve bu dükkanlarda aradığınız herşey var. Kendimi sanki alışveriş cennetine düşmüş gibi hissettim. Ama tabi venedik bir ada olduğu için pahalı. Yine de venedik’e kadar gelmişken uygun birşeyler bulabileceğinizi düşünüyorum. Ben çok beğendim, gidip görün derim.
    0 ...