madem atatürk o kadar öngörüşlüydü

entry24 galeri
    24.
  1. kimilerini türkiye deki kürt sorununu hatta buna entegre olmuş pkk sorununuda 30 yıllık bir dilime hapsetme sığlığına şaşmaktayız. bu meselenin kürt sorunu temelinde 200 yıllık bir sorun olarak görebiliriz.
    bu zaman diliminde kim varsa herkesin sorumluluğu vardır.

    özellikle birinci dünya savaşı esnasında, sonunda ve cumhuriyetin ilk zamanlarında türkler ve kürtler genel birlikte hareket etmişler sonrasında 30 lu yıllardan sonra malesef cumhuriyet türkiyesinde ikinci plana itilmişlerdir.
    bundan sonra rahatsızlıkların başladığını ve isyanların birbiri ardına geldiğini görüyoruz.
    bu isyanlara karşı devletin tek bir çözümü vardır. buna da atatürkün öngörüşü diyoruz. bu çözüm planı ve öngörüsünü geriden gelenlerde "açtığın yolda gösterdiğin hedefe" ülküsüyle devam ettirildiğini gördük. ve iş pkkya kadar vararak sarpa saran bir koskoca kürt meselesi ortaya çıktı.

    devletin Kürt sorununun çözümünde askeri yöntemlere dayalı, militarist anlayışı tümüyle ortama egemen olmuştur. bu gerçekliğin fiili uygulamaları 1920-1940 yılların arasında (bkz: Takrir-i Sükun), istiklal Mahkemeleri, (bkz: Şark Islahat Planı) ve Tunceli Kanunuçıkarılarak Kürtler batıda çoğunluk oluşturmayacak şekilde iskana tabi tutulmaları, l940 ile l980 yılları arasında yaşanılan göçlerin ise geneli ekonomik ve sosyal sebeplere, l980 sonrası göçler ise siyasi ve toplumsal nedenlere dayanmaktadır.

    batılı emperyalist güçler sömürülerini devam ettiremeyecekleri noktada o bölgelere fitne tohumları atarak çekilirler. bunu elbetteki atatürkte görmüştür lakin yapılanlar bu şekilde olmuştur.

    sorunun dinamikliğinin bir sebebide lozan antlaşması sonucu 4 ülke toprakları içerisinde kalan kürt halkının durumudur.
    0 ...