aşkın mahkemeleri, iyiliğe kötülüğün darağaçları, umudu çöpe atmanın iddia makamları yoksa; bunca acı nereye sığacak, bunca gözyaşı nereye akacak' ın cevabını arayan talep.
şimdi ben pek anlamam bu hak-hukuk işlerinden ama böyle bir şey olmalı aslında.. olmalı ki birilerinin kafalarına göre birilerini üzmesinin cezasını, birileri cezalandırmalı..
aşk mahkemeleri kurulmalı mesela.. ya da anne ve babasını nedensiz yere üzen çocukların yargılanacağı somut mahkemeler.. sırtını dayadığın bir dostun hançerinin kendine dönüp saplanacağı bir adalet sarayı. bir çift gözün peşinden hayatını o gözün baktığı yere akıtanları yarı yolda bırakanların akacağı bir cehennem. cezalar hemen ödetilmeli ama.. temyiz olmamalı.. gerekirse idam geri getirilip, kalın hukuk kitaplarında araya sıkıştırılmalı..
yoksa devam edecek iki yüzlülük, riyakarlık, bencillik.. yoksa kötülük adı altında gerçekleştirilen her şey, gerçekleştirenlerin yanına kar kalacak.. yorgun bedenler ve olmayan yüzler, üstadın dediği gibi "güzel vücutlar ve boş suratlar" bir varoluş savaşı veren herkesi yok sayacak.. yok sayarak yok edecek..
birileri el atmalı bu konuya.. el atmakla kalmayıp, attığı eli boş çıkarmamalı.. gerekirse bu boşluğu dolduracak fikirlerle, gerekirse bu boşluğu dolduracakla eylemlerle, gerekirse de bu fikirleri somut kılacak bir organla geri çıkmalı.. belki bir kalple.. belki de..