yaz aylarında karpuz alıp* sokakta bütün arkadaşlarla yemek, kızlar ve erkekler olarak 2 gruba ayrılıp maç yapmamız, geceleri çeşitli şekillerde oyduğumuz karpuzun içine mum koyup*sokak sokak dolaşmamız unutulur mu yaa. ayrıca ilk aşkımızla dans etme fırsatı sağlayan dansa davet oyunu vardı ki bugün hatırlayınca bile tebessüm ettiren ne güzel günlermiş. o zamanlar hayat, daha kolay daha masumken büyüdükçe dertlerin çoğaldığı girdap haline geliyormuş meğer. mahalledeki çocukların sahiplendiği bir dede vardı ki evlere şenlik. zaten onu da kaybettik diğer sevdiklerimiz gibi. büyük olmak çok zormuş o günlere dönmek istiyorum dememek elde değil. yoksa büyümek kaybetmek mi?