bir devlet; her alanda savaştığı-can ve değerlerini tükettiği anlayışı ve bunu savunan insanları meclisinde barındırmakta.
sonra da, insanlarının canlarını-insanlarının ürettikleri değerleri bu düşman ile savaşmaya dağa yollayarak ölümlerine-heba olmalarına neden olmakta.
bu analizi kimseden duymadınız ama "meclisinde savunulan değer ile, devlet dağda savaşamaz, haksızdır." diye söylemek durumundayım. umulur ki, düşünürsünüz.
terör yüzünden kaybolan canlar-mallar-huzur-gelecek yüzünden önlem alma ve bu savaşa karşı taktik-eylem belirleme amacı ile gizli oturum yapılan bir ülkenin meclislerinde konuşulan konular-yaklaşımlar-önlemler dağlarda bu ülke için can veren insanların haberi yerine teröristlerin ve elebaşılarının haberi oluyor ise,
bir ülkenin milletvekilleri toptan-istisnasız bildiri yayınlayarak "meclisde tüm milletvekilleri olarak, bu örgütü terör örgütü olarak tanıyor, ölümlerden sorumlu tutuyoruz." diye kınama bile yayınlamaz ise, bilakis her platformda bu örgütü desteklediğini bazı vekiller söyler ise,
bu kadar kan döken insanların terörist değil de milis-militan(yurdu işgalde olan gayri nizami ordu mensubu) özgürlük savaşçısı-barış savaşcısı der ise, kimse demokrasi veya özgürlükden bahsetmesin.
tecavüzcünün suratında olan tırnak izlerine bakarak, tecavüz mağdurunun suçladığı bir ülkede ölen insanlar için ağlanmaz-gülünmez.
sadece düşünmeliyiz.
meclisinde savunulan değer ile, devlet dağda savaşamaz, haksızdır.