--spoiler--
Babam telefon açıyor, "Oğlum ne biçim rezillik." deyip küfrettikten sonra kapatıyor. Ben olayı anlamadan, annemden sms geliyor: "Yazıklar olsun". Yarım saat geçmeden kız arkadaşım arıyor, ağlamasından sadece "Adam değilmişsin" ve "daha önce neden söylemedin" dediğini anlayabiliyorum. Olayın iç yüzü akşam Facebook'u açınca ortaya çıkıyor. Arkadaşım Daniel ikimizin fotoğrafini bildiği tek Türkçe kelimeyle etiketlemiş: Sevgilimmm...
--spoiler--
--spoiler--
Gecenin saat biri. Evimin dibindeki soda bayii kamyonlarını boşaltıyor. Polisi arayıp gürültüden dolayı şikayette bulundum. Ekip otosu az önce geldi. Artık polis koruması altında indiriyorlar. Kimi kime şikayet ediyorsak...
--spoiler--
--spoiler--
Gittiği Tarkan konserindeki kalabalıktan, izdihamdan bahseden arkadaşım, konuyla ilgilenmediğimi değil de konuyu anlamadığımı düşünmüş olacak ki olayı şöyle örneklendirdi: “Ya kızım, yumurtanın peşinden koşan spermler var ya, işte o kadar çok kişi vardı senin anlayacağın.”
--spoiler--
Bu itiraf ise, düşündürücüydü;
--spoiler--
197 km hızla radara girilir. 50'li yaşlardaki memur amcanın "Oğlum bu kadar hızlı nereye gidiyorsun?" sorusuna "Bu yıl memlekette hiç iftar yapamayacağım diye üzülen annemle babama sürpriz yapmak için iftara yetişmeye çalışıyorum, 3 gün sonra yurtdışına çıkacağım için son şansımdı" denir. "Benim oğlum 2 ay önce şehit oldu, keşke o da bize sürpriz yapabilseydi, 10 km ilerde bir radar daha var, ama dikkatli sür oğlum" deyip gözlerin dolu gönderdin ya beni, ben hala oradayım be amca. Yol boyunca ağladım ve oğluna dua ettim. Başın sağolsun.
--spoiler--
--spoiler--
Gece rahatsızlanan arkadaşım bana telefon ettiğinde can havli ile yatağımdan fırlayıp onu hastaneye götürmek için yola koyuluyorum. Gecenin bir yarısı yalnız kalmamak için bir diğer arkadaşıma haber verip gelmesini istiyorum, yardım sever arkadaşım da sağolsun bizimle geliyor. Hastanede gerekli işlemleri yapıp bitirdikten sonra refakat eden arkadaşımın yüzündeki makyajı fark ediyorum. Neden ve hangi ara makyaj yaptığını sormadan edemiyorum. O da bana, "ilahi tefal, kısmetin nereden nasıl çıkacağı belli mi olur? Tuvalette yapıverdim." diyor. Bense ona "Pes!" diyorum başka da bir şey diyemiyorum.
--spoiler--
--spoiler--
ikimizin de dili damağına yapışmış, onca yol yürümüşüz. Bir yerde oturup dinleniyoruz. Biraz durunca huysuzlanıyor ve beni benden alan cümle ağzından çıkıyor. "Kalk kız kalk, elimizi yüzümüzü yıkayalım belki yanlışlıkla su yutarız..."
--spoiler--
