serinin en güzelinin aslında 1. film olduğunu düşünüyorum.
güzelliği, aynı zamanda kurgu veya senaryodaki saçmalığından da geliyor.
kıçıkırık gayrimeşru işler kovalayan bir patronun tahsilat işleri ile geçinen, aslında yufka yürekli yapısına rağmen odun gibi kafası sert yumrukları ve çelik gibi çenesi ile adam tepelemek zorunda olan amatör bir boksörün karşısına çıkan mucizevi fırsat gerçek yaşama göre fazla uçuk ve hayali olarak nitelenir.
güya şampiyon ringe çıkacak birini bulamıyor muş bari amerikan rüyasını irdeleyim, bir amatöre şans ve şöhret biraz da para kazandıralım der ve katalogdan italyan aygırı lakaplı rocky dayıyı seçer.
buraya kadar bile neyse ama bundan sonrası hepten fantastik.
öğrenme güçlüğü çektiği için yetişkin yaşına rağmen vasat bir sporcu olan adamı disipline sokup üstündeki hantallığı atıp onu dünya ağır siklet şampiyonunun karşısına çıkarmaktan bahsediyoruz.
buna rağmen defalarca izlemesi bile gene de güzel tabi.