Avrupa insan hakları mahkemesi (aihm) sinan ışık - türkiye davasında bu yönde karar vermiştir. aşağıdaki metinler kararın özet çevirisinden alınmıştır.
"Başvuran (sinan ışık), nüfus cüzdanında yazılması zorunlu olduğu için kendi rızası olmaksızın dini inancını ifşa etmek mecburiyetinde kaldığından ve dolayısıyla din ve vicdan özgürlüğü hakkının ihlal edildiğinden şikayetçi olmaktadır. Başvurana göre, ihtilaflı ibarenin T.C. Anayasasının 24. maddesinde « kimse dini inanç ve düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz » hükmünü getiren 3. fıkrasına uygun olduğu düşünülemez. Başvuran, bu resmi belgenin talep edildiğinde idari makamlara, özel şirketlere veya herhangi bir formalite icabı başka mercilere sunulması gerektiğinin altını çizmektedir. Başvuran öte yandan, nüfus cüzdanındaki « islam » ibaresinin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle mezhebi olan « Alevi » ibaresiyle değiştirilmesi için talepte bulunduğunu belirtmektedir."
din ve vicdan özgürlüğü iddiası hakkında avrupa insan hakları mahkemesi(aihm)nin değerlendirmesi:
"Din özgürlüğü asıl olarak bireyin vicdanıyla ilgili bir mesele olduğundan, diğer başka şeylerin yanı sıra, kişinin bireysel ve özel olarak ya da topluca, halkın önünde ve aynı inancı paylaşan gruplar dahilinde dinini açıklamasını da içerir."
"AiHM, olayların meydana geldiği dönemde uygulamada olan ulusal mevzuata göre başvuranın, her Türk vatandaşı gibi, üzerinde din ibaresi bulunan bir nüfus cüzdanı taşımak zorunda kaldığını gözlemlemektedir. Bu resmi belge hamilinin kimlik bilgilerini öğrenmek için talep eden her idari makama, özel şirkete ya da herhangi bir formalite icabı başka mercilere sunulması gerekmektedir."
"Bu bağlamda AiHM,nüfus cüzdanının hangi din ya da mezhepten olursa olsun inananlara bir dini uygulama ya da açığa vurma hakkı sağlamak
için bir araç olamayacağına hükmettiğini hatırlatmak gereği duymaktadır."
"Öte yandan, nüfus cüzdanının (okul kaydı, kimlik kontrolü, askerlik hizmeti, v.s. gibi durumlarda) sıkça kullanıldığı göz önüne alındığında, nüfus cüzdanı gibi resmi belgelerde dini inançların belirtilmesi idari makamlarla olan ilişkilerde ayrımcı davranışlara yol
açabilir."
"Her ne olursa olsun, bir nüfus cüzdanı dine ayrılmış bir hane içeriyorsa, bu haneyi boş bırakmak kaçınılmaz olarak belirli bir çağrışım yaratacaktır. Dinle ilgili hanesi boş bırakılan bir nüfus cüzdanı taşıyan kimseler, kendi iradeleri dışında ve kamu görevlilerinin müdahele riski altında, nüfus cüzdanlarında dini inançları yazılı kişilerden ayırt edileceklerdir. Diğer taraftan, nüfus cüzdanı üzerinde hiçbir ibare olmamasını talep etme
yaklaşımı bireyin derin inançları ile yakından bağlantılıdır. Bunun sonucu olarak AiHM, bireyin en mahrem yönlerinden birinin hâlâ ifşa edildiği kanaatine varmaktadır. Böylesi bir durum, hiç şüphesiz dini inanç ve düşüncelerin ifşa edilmeme özgürlüğü kavramına aykırı düşmektedir."