Bütün batıni ekoller gibi Nusayrilikte de hakikatin yani Tanrının ve Tanrı kelamının bir batıni birde zahiri vechesi olduğuna inanılmaktadır. Batında nurlar nuru halinde mana olan Tanrı, insanları doğru yola iletmek için bir bedene ihtiyaç duyar ve o bedende tezahür eder. Tanrı'nın zahiri ise Ali bin ebu Talib'dir. Tanrı tarihte 14 defa bedene bürünmüştür. 14. Tanrı-insan Ali olmakla beraber diğer 13 kişi de aslında Ali'nin tecellileridir. Yani Ali hem batın hem de zahirdir. Hristiyanlık misali tanrısal-üçleme inancına sahip olan Nusayrilikte Tanrı asla tek bulunmaz. Zahirdeki tanrısal-üçleme Ali-Muhammed-Salman'dır. Ali kendi nurundan Muhammed'i Muhammed o nurdan Salman'ı yaratmış, her üçü ise birlikte bütün kâinatı yaratmışlardır. Bu inanca Nusayrilikte 'ayn-mim-sad sırrı' adı verilmektedir. Bu üçlemenin batın vechesi ise Mana-isim-bab'dır. Nusayriler ayn-mim-sad sırrını kadınlara, ergenlik yaşından küçük çocuklara ve Nusayri ana-babadan olmayanlara açmamakta, bu sırrın Nusayri olmayanlarca keşfedilmemesi için büyük bir gayret göstermektedirler.